54 entry daha
  • en son oynadığım zaman yaptığım salaklık yüzünden, belkide 70-80 gün daha devirebilecekken, 3. gün içinde öldüm. olay şöyle;

    mystery lake'de başladığım bölümde çok şanslı bir şekilde, işe yarar onlarca alet edevat buldum. bir tek bıçağım yoktu. öldürdüğüm hayvanların ya da yoldaki leşlerin derisini, bağırsaklarını etlerini rahatça alamıyorum bıçak olmadan. ormana avlanmaya geldiğini düşündüğüm bi adamın evine girmiştim zaten. adamın evinde 5 mermili rifle, bir sürü yakacak malzeme, sürüsüyle alet edevat vardı. tek eksik yemekti yine. ben de ertesi gün avlanmaya çıktım, tavşan kapanını kurdum, evin yakınlarında iki tane kurt öldürdüm, ama hiçbir şey alamadım kurtlardan. et, deri, bağırsak alsam donacam. hiç olmadı 1 kilo kadar öldürdüğüm kurtun etini aldım, döndüm eve geri. baktım benim evin önünde yine bir geyik ölmüş. o ara fırtına çıktığından girdim eve, yemeği yedim, yattım uyudum.

    ertesi gün artık her şeyim ful olduğundan; 3 mermili riflem var, karnım tok, suyum var, yemeğim var diyerekten hem bıçak ve mermi aramak hem de yakınlarda avlanabileceğim göl olduğunu bildiğimden, survivor moduna girmeye karar verdim. akşam eve gelirken elimde 2 kilo hamsiyle girme düşüncesi beni mantıklı düşünmekten alı koydu... ilk iş çantadaki gereksiz şeyleri boşaltmaktı, yaşadığım evde iki tane yatak olduğundan, çantamda niye yatak taşıyorum diyerekten, sırtımda taşıdığım yatağı, meşaleleri, yakıtların çoğunu evde bıraktım. çanta baya hafifledi, çıktım yola.

    hava çok güzel, tam maceralıktı. göle doğru gidiyorum, bir tane kurt gördüm yolun üzrindeki evin orada. vurmak zorundaydım, yoksa eve giremeyecektim. evde bıçak ya da daha değerli şeyler olabilirdi. vurdum. 2 mermim kaldı. mına goduğumun evinde sadece 2 tane bandaj bulabildim. giden mermime o an çok üzüldüm. ama yılmadım. göle zaten gelmiştim ve balık avlayacağım kulübe de gözükmüştü. hemen oraya doğru koştum, bu arada eleman aşırı derecede üşümeye başladı. kulübeye girdim, sobayı yaktım. bir kaç uluma sesi geldi, kapadım kapıyı çekmecelere bakıyorum o ara. mına goyim, adam durduk yere esnemeye başladı. bir anda uykusu geldi. zaten bıçağım olmadığı için, buzu delemiyordum. yani balık avlama işi yalan oldu. bende elimdeki bütün yanıcı malzemeyi sobaya attım, yaklaşık 4 saat boyunca yanacak soba daha. o süre boyunca kulübede yatar uyurum diye düşündüm. yatağı yere sermeye çalışırken, yatağı evde unuttuğum aklıma geliyor ve okkkkkkalı bir küfür ediyorum kendime. kocaman da bir hassiktir çekiyorum. şimdi nabıcam diye. ilerde 3 tane kulübe gördüm. ama 2 tane de kurt var yol üzerinde. bir birlerine fazla uzak değiller. birini alırsam, diğerine rahatlıkla alırım, kalan enerjimle gider kulübede yatarım düşüncesi çok mantıklı geldi. fırtına başlamak üzeriydi ve kondisyon %30 civarlarına kadar çekildi. gideceğim kulübeye baktım, kurtların bir birlerinden uzaklaşmalarını bekledim. yolumun üzerindeki kurta doğru korka korka ilerliyorum. diğeri baya bir uzaklaştı. silahı kurta doğrultmuşum, yavaşça yaklaşıyorum. ulumaya, çığırmaya başladı. ateş ettim... ve ıskaladım... o an bütün cs:go kariyerim üzerine, call of duty kariyerim üzerine yaptığım onlarca bazen şansa bazense inanılmaz vuruşlar, head shotlar aklıma geldi. o an için ben o gölde kurtla karşı karşıya değildim artık. aklımda sadece geçmişteki enfes head shotlar geliyordu. nasıl olur da, 4-5 metre önümdeki duran kurtu vuramazdım... ölmek üzereyken aklımda tek bir şey vardı, ağırlık olmasın diye taşıdığım 1 kiloluk yatağım... canım yatağım. candan öte yatağım.
380 entry daha
hesabın var mı? giriş yap