8 entry daha
  • 1950’lerde tanık olunmaya başlanan ve 70’lerde artık yaşayan bir efsaneye dönüşmüş bulunan (bkz: robert crumb) ’ın fritz’inin evreni onun eleştirel ve patlama halindeki patilerinin altında aktıkça crumb olmanın ve crumb okuru olmanın anlamları da kendini açar.
    crumb’ın, 1965-1972 yılları arasında, kendi kedisi fred’den esinlenerek çizmeye başladığı fritz the cat karakteri, kendi hayallerini, hayal kırıklıklarını ve dünyaya karşı olan isyanını kustuğu ve kendisinin de bir alegorisi olduğu için, fritz de bir marjinaldir. marjinal ama sadece marj’a ait değil! underground çizgi romanın, hippi kültürünün, beat kuşağının hem görünmesinde hem de kendisine yönelik eleştirel bir çizgi tutturabilmesinde gösterdiği deha crumb’ı kuşağının ve kuşaklarının ötesine taşıyor. fritz’in kendisi ise, kendisini crumb’ın biyografik öğelerinden hayali bir kedinin hakiki yaşam öyküsüne, döneminin reel politik olaylarından, direniş hareketlerinden cinsel özgürleşmeye… olay örgüsünde son derece ustaca kurulmuş bir “saçmalığın” sağlamlaştırdığı akıcılığa taşıyor. crumb’ın tahayyül dünyasında dönemin çizgi romanının, polisiye edebiyatının, casus ve romans filmlerinin stereotype figürlerinin hepsinin kendine yer bulabilmesinin ötesinde, crumb’ın yaşamın düşmanı biçiminde işaretlediği tehlikeler başka yerlerden gelmektedir: tabulardan, konformizmden, polis şiddetinden, güvenlik devletinin denetim toplumundan, sosyal güvenlikten, çalışma zorunluluğundan…
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap