3 entry daha
  • --- spoiler ---

    "göbekli tepe'deki kazılara kadar bilim dünyası, göçebe küçük gruplar halinde örgütlendiği düşünülen avcı – toplayıcı toplulukları oldukça basit standartlarda yorumlamıştır. ancak kazılarda ortaya çıkan, bir kült merkezi olarak anıtsal boyutlarda mimari, büyük taş yontular, sembolik motifler ve stilize edilmiş canlandırmalar, en azından bu bölgedeki toplulukların oldukça gelişkin ve çok yönlü bir sosyal yapıya sahip olmaları gerektiğini göstermektedir. göbekli tepe'de ortaya çıkarılan bütün bu buluntular böylesi faaliyetleri gerçekleştirebilmek için kalabalık grupları bir araya getirmedeki organizasyon gelişkinliğinin, kişisel sanatsal becerilerin ve ritüel itkilerin, bir çeşit sanat anlayışının ve arayışının varlığını ortaya koymaktadır. bu bulgular ışında bilim dünyası, avcı – toplayıcı toplulukların sosyokültürel yapısı hakkındaki hakim görüşleri gözden geçirmek zorunda olmaktadır. elde edilen sonuçları, sembolizm üzerine genel kabul gören görüşlerin de değişmesine neden olmuştur. arkeolojinin bu konudaki geleneksel görüşü, ancak tarım devriminin (bkz: neolitik devrim) topluluklara bol ve güvenli besin kaynağı ve zaman sağladığını, bu sayede anıtsal bir mimari ve zengin bir sembolik anlatım geliştirebildikleri yönündeydi. ne var ki göbekli tepe'yi yapanların tarımcı topluluklar olmadığı anlaşılmaktadır. bilim dünyası avcı – toplayıcı grupların küçük birimler olduğunu, her gün besin sağlamak için uğraşmak zorunda kaldıklarını ve sadece o günü kurtarabildiklerini kabul etmekteydi. bu gibi kült yapılarını inşaa etmek ve bu merkezleri amaçları yönünde kullanmak, kuşkusuz ki kalabalık bir grup insanı avcılıktan ve toplayıcılıktan bir süre için de olsa çekmeyi gerektirmektedir. kazı başkanı klaus schmidt ve ekibi, tonlarca ağırlıktaki dikilitaşları kayalardan kesip çıkarmak, işlemek, yarım kilometreye yakın bir mesafeyi kat ederek göbekli tepe'ye getirmek ve yapıları inşaa etmek için en az 500 kişinin çalışmış olması gerektiğini düşünüyorlar.her şeyden önce bu insanların beslenmesi gerekmektedir. bu durum göz önünde bulundurularak bu insanların ihtiyacı olan besin maddelerini sağlama gereğinin, tarımı keşfetme yönünde bu toplulukları zorladığı ileri sürülmektedir. gerçekten de ııı. tabaka yapılarının daha sonra örtülmesinde kullanılan dolgu yığını içinde büyük sayılara ulaşan miktarda hayvan kemikleri bulunmaktadır. bulunan hayvan kemiği parçalarının sayısı 100 bini geçmektedir. bu durum göbekli tepe'de çok fazla et tüketildiğini göstermektedir. bu et tüketimi, çalışanların gereksinimini karşılamanın yanı sıra, burada düzenlenen ritüellerde yapılan şölenlerde, çevreden gelen insanların ihtiyacını karşılamış olabilir, hatta kurban törenlerinde kullanıldığı da düşünülebilir.bu durum kuşkusuz ki insanları daha geniş besin kaynakları aramaya itmiştir.bütün bunlar arkeolog ıan hodder'in, sosyokültürel değişmelerin tarımdan önce gerçekleştiği tezinde ifade bulmaktadır. bu bağlamda, göbekli tepe buluntularının ışığında neolitik devrim'in çekirdek bölgesinin levant olmaktan çok toroslar'ın güney etekleri olabileceği sorgulanır olmuştur. arkeologlarca üzerinde durulan diğer bir konu da bu yapıların inşaa edilmesinin gerektirdiği son derece karmaşık organizasyonun avcı – toplayıcı topluluklarca nasıl sağlanabildiği konusudur. alman arkeoloji enstitüsü'nden harald hauptmann, bu organizasyona "dini" liderlerin önderlik ettiğini ileri sürmektedir. bu durumda "seçkin" bir tabakalaşmanın bu toplumlarda ortaya çıkmış olduğunu kabul etmek gerekmektedir. klaus schmidt de göbekli tepe'yi inşaa eden toplulukların tabakalı bir toplum olduğunu ifade etmektedir. oysa bilim dünyasında göbekli tepe'ye kadar hakim olan bakış açısı, karmaşık dinsel uygulamaların ve organizasyonun ancak tarımın hakim geçim tarzı olduğu topluluklarda ortaya çıktığı yönündeydi.ancak göbekli tepe bu yaklaşımı sorgulanmak zorunda bırakmaktadır. gerçekten de bu denli anıtsal yapıları ortaya çıkaracak işgücünü, çevredeki avcı – toplayıcı gruplardan alarak çalıştırmak, ancak köklü bir inanç geçmişine dayanacaktır. diğer yandan özellikle hayvan kabartmalarında dikkati ister istemez çeken bir ustalık vardır. farklı bir ifadeyle sanat denebilecek bir üsluplaşma görülmektedir. "uzman bir sanatçının elinden çıkmış, o üslubu bilen birilerinin yaptığı" eserler olarak görülmektedir. dolayısıyla bu sanatsal üslubun uzun bir geçmişinin olması gerektiği ortadadır."

    --- spoiler ---
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap