1 entry daha
  • birbirine patronluk taslamayı, birlik oluşturalım derken bireyi ezmeyi, havanda aylarca su dövüp hiçbir sonuç alamamayı esas alan statükocu ruhtur.

    okulumuzun bahçesinde atmış senedir duran ve biz eski mezunların da, öğretmenlerin de birçok anısı olan; eskiden yüksek not alanlar içine atıldığından "profesör yapan havuz" olarak bilinen (bkz: lazarus pit) havuz ielder ve ielev üyesi bir takım yeni yetmeler tarafından yerine çanakkale anıtı dikme bahanesiyle birden bire yıkılıverdi. bizler mezunlar grubu olarak havuzun hem manevi, hem de tarihi değeri olduğu gerekçesiyle harekete geçtik ve yeniden inşa edilmesi için altı yüz imza topladık, ama yıkanlar dikkate bile almadı. biz şahinler olarak havuz için "tarihi eserde izinsiz tahrifat" yapıldığı iddiasıyla yasal yolun incelenmesini teklif ederken, bir takım sevgi kelebeği hümanist mezunlar "ama gençlerin psikolojileri bozuluyoooo, bunu usulet ve suhuletle (ne demek olduğu hakkında hiçbir fikrim yok) çözmemiz gereeeeek" diye sindirme kampanyası başlattı. gençler dediği de otuzunda, kırkında meslek sahibi adamlar! diğerleri ise "aman kimse kırılmasın" diye sinip sesini çıkaramayınca ben yalnız bırakıldım. olay "nasrettin hoca-timurlenk-filler" hikayesine dönüştü ve havuz yıkımı da yapanların yanına kaldı.

    bu noktada on gün boyunca yeniden yapımı için uğraşıp, yazışıp, mesai harcadığım havuzun benim için anlamını düşündüğümde fark ettim ki aslında o anlam yokmuş. bizim okulda asla galatasaray lisesi gibi bir birlik ruhu, geleneğe saygı olmayacak, çünkü türkiye için yapılan katran çukuru benzetmesinde olduğu gibi, içimizde bireysel bir çaba göstereni önce diğer arkadaşları ayağından tutup aşağı çekiyor.

    iel ruhu aslında yok...
hesabın var mı? giriş yap