19 entry daha
  • a bir şey söyledi, b a'nın söylediğinden hareketle başka bir şey söyledi, c a'ya karşı çıkarak başka bir akım oluşturdu, d a'nın ve c'nin düşüncelerinden bir kolaj oluşturarak sistem kurdu..alçılama tekniğiyle oluşturulan her türden felsefe tarihi kitabının dayanaılmaz sıkıcılığı a, b, c, d filozoflarının tek bir düzlemde toplanmaya çalışılmasından kaynaklanıyor. felsefeyi tarihin artzamanlılıkla işleyen düzlemine yerleştirmek ya da tarihi üzerinden filozofların sırayla geçtiği bir podyum gibi düşünmenin yarattığı sanal zeminin getirebileceği hiçbir şey yok. felsefe tarihini farklı renklerde seramiklerin oluşturduğu ahenkli bir desen gibi görmemeli. felsefe ve tarih (olayların orataya çıkışları, filozofları ortaya çıkaran olaylar, filozofların olaylara yaklaşımları), felsefe ve coğrafya (hangi toprakta, iklimde, sınırlarda ne türden düşünceler ortaya çıkmış?) gibi sayısı hiç de az olmayan "ve" bağlaçlarının ayrıcı işlevinden yola çıkmalı. iki filozofun ilişkisini düşünürken de "a'dan sonra b" ya da "a'nın düşüncesinden hareket eden/karşı çıkan b" gibi öncül-ardıl, neden-sonuç bağları kurmak yerine "a ve b"yi düşünmeli. ve bağlacının ayırıcılığı iki düşünceyi birbirinden ayırır ama o kadar da ayırmaz; etkiler vardır, kesişim bölgeleri, birbirine kayışlar, kopuşlar.. bu ilişkilerden hareketle tekrar düşünürsek felsefenin tarih sahnesinden bağımsız olmadığı ama bir felsefe tarihi yazmanın imkansızlığı gösterecektir kendini.

    felsefe tarihi değil, tek tek tarihler, belirişler, özel anlar, silinişler, geri çekilişler, özel adların tarihe gelmezliği ya da adalar (ıssız adalar, takımadalar, yarımadalar, yıldız kümeleri), kıtalar, bölgeler, tüm bir girinti ve çıkıntı çizgileri boyunca düşüncelerin güzergahları, kırılımları, üzerinden geçtiği faylar, güzergah değişimleri, uğradığı depremler, orada patlayan bir volkan, burada dalgaların büyüklüğüne direnemeyip batan bir düşünce, çölün kuruluğunda yolunu bulmaya çalışan bir başkası, durmak bilmeyen yolculuklar nihayetinde. "felsefe nedir?"i ancak yaşamının sonuna doğru yazabilmesi deleuze'ün.. böylesi güzergahları izlemenin (hareketlerin yatay ve düşey zeminleri, dönüşümler, kıvrımlar..topolojik bir tarih yazmak mümkün müdür? kartografik olanı "felsefe nedir?" başlığıyla yazıldı. aslında ince hesaplanmış bir konstrüksiyon örneği -gerilimlerin dinamik hesabı, yapının oturacağı zeminin etüt çalışmaları, montajlar, eklenen ve kesip çıkarılan parçalar, birleştirmelerin türleri..- olan deleuze'ün kitabına tarih demek de haksızlık olur) gerektirdiği uzun çıraklık döneminden, ustalığa ulaşmak için geçilmesi gereken ağır işçilikten (felsefe tarihiyle başladım ve sonunda deleuze'e döndüysem, ağır işçiliğin de deleuze için pek geçerli olmadığını ekleyebilirim;düşünmek için işe yarayan araçlar, düşünürün alet çantası da diyebileceğimiz o araçların kullanımı pratik bir şey deleuze için. tüm geçmiş filozofları yüklenen felsefe tarihçisinin hantallığına denk olmayan bir hafiflik. neyi nerede kullanacğaını bilen, tüm malzemeleri yanında taşımaktansa soruna uygun aletleri yanında taşıyan, eğer ki bu aletler yetmiyorsa ancak o zaman tekrar atölyesine dönüp başka şeyler getiren bir tesisatçıyla birlikte düşünebiliriz pratik felsefeyi. bir maymuncuk bulduğunu sanıp her kapıyı onunla açmaya çalışan birinden ya da atölyedeki tüm malzemeleri evinize taşıyan usta olmayan bir tesisatçıdan farklı bir şey bu) olmalı.
31 entry daha
hesabın var mı? giriş yap