8 entry daha
  • görsel sanatlarda ortaya cikan genellikle dini icerige sahip ürünlerin, incelenmesi gayesiyle gelistirilen yöntem. bu yöntemin gelisimine en fazla katkiyi cogun panofsky'nin yaptigi söylenir. bu topraklardaysa mevcut yöntemin getirdikleri ve buna bagli olarak gelisimine katki saglayabilecek fikir üretimini ortaya koyan pek yok gibi. 'ikonografik arastirma mi yapman gerekiyor? iste panofsky, iste yöntemi!' diyiveriyorlar.

    afilli basliklardan gecilmiyor: 'bilmem neyden, bilmem hangi zamanlarda görsel sanatlara yansimalar.' hadi canim, sen de.

    nedir panofsky yöntemi? sözgelimi, 'ben su resimde sunlari görüyorum, gördügüm sunlar ayni zamanda söyle söyleler. su kösede duran sey sunu simgeler, su ortada, arkaya yakin olan seyse sunu ve sunu. icerik, evvelce söyle söyle islenmis. baksaniza su ressamin su resmine. bizim ressamsa pek bir düskün böyle iceriklere. iste sunlar da bunun kaniti.' en tuhafiysa tüm bu sonuclara(!) ulasirken israrla 'öyleymis gibi' yapmak: 'su vazoda duran beyaz zambaklar bekareti simgeleyebilir. bakin, meryem'e müjde sahnelerinde bu duruma cok sik rastliyorsak; bilmem neyin bilmem ne sahnelerinde de böyle olabilir.' bunun kesfi nasil da mühimdi. iyi ki varsin.

    panofsky'nin yöntemini kücümsüyor degilim, aksine gayet saglam bir temel olusturabilecegini düsünüyorum. sadece bu kadariyla yetinmeninse anlamsizligi gün gibi acik degil mi?

    icerigin kaynagini olusturan (dini) metinlerin, yer aldigi o dinin kitabini iyi secebilsek? sistina sapel'inde ne arar kuran'dan herhangi bir hikaye? gidip de eski ahit'e, yeni ahit'e baksak? biliyorum, onlar söyle böyleler de bunu nasil anlatiriz oraya cizenlere? yusuf'un kuyuya atilisi icin secilen resim konstantin flavitsky'e aitken kaynaklar arasina kuran'in dahil edilmesi garip degil mi? evet, eski ahit'te de kuran'da da bahsediliyor yusuf'tan ancak tipki mi?

    karanlik odayi biliriz. yetkinligi tescillenen bir cok sanatcinin, karanlik odanin karsi duvarina yansiyan ters görüntüyü bugulu bir camin ardindan kagida düsürdügünü; bunun amacininsa gercege daha da yakinlasmak ya da en azindan oranlari hesaplamak gayesiyle bir taslak olusturmaya calismak oldugunu da biliriz. bugün artik altin kesim kuralini cebimizde gezdiriyoruz: 'surada bir cek bakayim beni. flas. a, yok olmadi bu, suraya al su seyi. flas. bakayim, süper ya.' mesela, ikonografik incelemeye baslamadan evvel nesnelerin ana alan üzerindeki dagilimlarina bir baksak? basit cizimler yapip nesnelerin yine ana alan üzerinde kapladiklari yerlerin, bosta kalan yerlere göre orani nedir belirtsek? varsa eger perspektif nereye nasil uzaniyor, bir göstersek? 'neden orada ki simdi su ufuk cizgisi?' resmin icerigini olusturan esas nesnelerin resmin tam olarak neresinde olduklarina baksak da neden o yerin tercih edildigiyle alakali fikirler gelistiriversek? yine isigin nereye, nereden düstügü önemsiz mi sanki? hepsi hepsi bir dörtgen cizip icine de yatay ve dikey, araliklar esit olacak sekilde ücer cizgi cekecegiz, resme göre de karakalemle mühim gördügümüz nesneleri yerlestirecegiz. 'siz o adonisleri pek seetmeyin, o gözün kasin inceligini... cin ali cizin cin ali.' yetenek isi büyük bahane.

    sonra, resmin düsürülüsünün, hangi malzemeler kullanilarak yapildigina ve nereye olduguna bir baksak? neydi teknigi, o tekniginse özellikleri neydi? fresko ne, succo ne? bilmez elbette irdelemezse. renkleri bir görsek? neden o renk, neden o tondaydi? fikir üretilebilir, hata yapilabilir. ne cikar? uslüba bakiyoruz da, ait oldugu dönem uslübu icerisinde o ressamin özgünlügü ne? resmin neresinde, nasil cikmis bu aciga, bir irdeleyiversek?

    sonra desek ki; 'iste böyle böyle.' derken de biraz kelimelerin manalarina baksak? onlar, ressamlar, inanclarina dair bir hikaye anlattilar. yillarca calisanlari oldu aralarinda. biz de eger onlarin bu hikayeleriyle ilgilenmek zorundaysak en azindan o ugraslarini karsilayacak bir seyler yapsak?

    panofsky yöntemi orada da biz neresindeyiz o resmin, ressam neresinde? icerik ressamin neresinde, bizim neremizde? güzel güzel anlatsak. sözgelimi, maniyerist döneme ait bir resmin anlatiminda, bile isteye yipratilmis bir dil kullanirken; rönesansa ait bir resmi anlatirken dili olabildigince ideallestirsek? algimizin en tepesinde ne varsa, gördügümüzü anlatirken, anlatimi ona uydurmaya calissak... ilkelcilik icin kullanabilecegimiz en yavan dili bir bulabilsek, ah bir bulabilsek.

    kaynaga bogmaktansa yapacagimizi, yine tipki kaynaklarda bogulmaktansa yaparken; kaynak ama kaynak yaratabilmeye calissak? beceremeyiz.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap