7 entry daha
  • marcelo figueras'in -ki pek çok latin amerikalı yazar gibi gazetecilik kökenli-, 2003 yılında yazdığı roman.

    hakkında hiçbir şey bilmeden, sırf risk oyununa olan göndermeden dolayı alıp, bir çırpıda okudum. iyi ki de okudum. güzel bir bölümleme sistemine sahip kitap. faşizmin yaşattıklarını küçük bir çocuğun gündelik hayatı üzerinden anlatıyor.

    biraz alıntı;

    "nehri geçmeye çalışırken en sevdiği atı boğulduğunda pers kralı kyros o kadar öfkelendi ki gyndes nehri'ni cezalandırmaya karar verdi. gyndes'in akışını değiştirmek ve böylece nehri kurutmak için babil'e sefere çıkan ordularını durdurup askerleri 360 tane kanal kazmaya zorladı. kyros, nehrin sularının ovaya akmasını ve kuruyup gitmesini istedi. nehirde yaratmak istediği aşağılamanın boyutu belliydi: gyndes'ten kadınlar bile dizlerini ıslatmadan geçebilecekti."

    "gözlerden çok daha fazlasıyla görüyoruz. beyinden çok daha fazlasıyla düşünüyoruz."

    "başlangıçta kelimeler zaten var olanı tanımlamaya hizmet etti. anne. baba. su. soğuk. hemen hemen tüm dillerde bu temel gerçeklikleri tanımlayan sözcükler aynı ya da benzer tınıya sahiptir. anne arapçada ummm, almancada mutter, rusçada mat'tır. bunun karşılığında, insani deneyimleri tanımlayan sözcükler, örneğin korku gibi, hiçbir yerde aynı tınlamazlar: miedo ingilizce fear ya da fransızca peur ile aynı değildir. kötülüklerden çok, iyi deneyimlerde benzeştiğimizi ve bunun sonucunda bizi birleştirenlerin ayıranlardan daha güçlü olduğunu düşünmek hoşuma gidiyor."

    "bireysel hikayeleri barındıran nehirlerin içine aktığı bir okyanus olduğunu düşünüyorum. daha önce yaşanan her şey şimdiki zamanın temelini oluşturuyor."
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap