7 entry daha
  • alıntıdır:

    <<alkali diyet ile ilgili yapılmış ve bu diyetin yararlarını kanıtlayıp uzun süre uygulanmasını destekleyen hiçbir bilimsel veri ve çalışma yoktur. bu sistem vücudu -güya- nötr, asit ve baz yapan yiyeceklerin gruplarını, uygulayıcılarına öğretmek ister. nötr yapanların şeker, yağ, çay, kahve, nişasta; asit yapanların et, yumurta, peynir, tahıllar, erik, armut; alkali yapanların süt, sebze, meyve ve yağlı tohumlar olduğunu anlatır. alkali beslenme diye anlatılan beslenme önerilerinin hem bilime hem de etiğe uymadığını en basit şekliyle açıklamak gerekirse ; evet ph dengesi vücut için önemlidir ve bunu vücut her ne koşulda olursa olsun zaten kendi kontrol sistemi ile denetler.

    vücudumuzdaki hücrelerin çalışması nötr ortamlarda olur. ancak vücudumuz bu sıvıların nötr ortamda tutulması için hiçbir şeyden etkilenmeyen bir denetim mekanizması bulunur. bu denetim mekanizmasında ise, yaşlanma, çok yeme, az uyuma, çok asitli yeme gibi etkenler vücudun asit-baz dengesini değiştirmez.

    vücut, açlık grevi gibi özel durumlar dışında, bu dengeyi asla bozmaz -ki alkali diyet yapıyorum diye metabolik açlığa (vücudun yaşamsal fonksiyonlarını yerine getiremeyecek kadar kötü beslenmesi) girmiş onlarca insan tanıyorum. bu nedenle yeterli ve dengeli beslenme öğretilerinin saptırılarak anlatılması ve uygulamaya alınması son derece yanlış ve sağlıksız. bizler toplumu doğru bilgilendirmeli ve bilimin ışığından uzaklaşmadan önerilerde bulunmalıyız.

    asit ve baz

    unutulmaması gereken en önemli nokta : tüm yiyecekler ağızdan alındıktan sonra midede asidiktir ve bağırsakta pankreas salgılarıyla bazik olur! bu kural değişmez ve vücudun otokontrolü halindedir. siz ne yerseniz yiyin.. yiyeceklerin içerisindeki asit veya alkali yapan mineraller birbirlerini dengeleyerek ya da metabolizma sonucu oluşan asitlerle birleşerek bir denge içerisinde vücut sıvısının nötr ortamda kalmasını sağlar.

    bu tıbbi kural hiç değişmez ve özel yiyeceklere, alkali su gibi bir içeceğe de gereksinim duymadan ömür boyunca düzenli çalışmasına devam eder. beslenmemizin asit veya baz oluşturan yiyeceklerden zengin oluşu, kanın nötr durumda kalmasını asla etkilemez. diyetinizde çok fazla asit veya baz oluşturan yiyecek bulunsa dahi kanın asit veya alkaliye dönüşme durumu diye bir şey söz konusu dahi değildir.>>

    http://saglik.bugun.com.tr/…et-yalani-haberi/986436

    aynı görüşte:
    http://www.mynet.com/…meyi-kabul-etmiyorum-840004-1
    http://beslenmebulteni.com/beslenme/?p=1683
    http://www.skepdic.com/alkalinediet.html
    http://www.sott.net/…/263625-the-acid-alkaline-myth

    ve diğerleri:
    https://www.google.com/…me&espv=2&es_sm=91&ie=utf-8

    "asit yiyecekler aldığımız zaman idrarımızın asidik olması doğrudur ama böbreklerimiz düzgün çalıştığı sürece kanımızdaki asiditeyi (ph) göstermez. çünkü böbreklerimiz bir taraftan asitleri atarken diğer taraftan bikarbonat üreterek asit yükünü nötralize edecek kapasiteye sahiptirler. bu nedenle vücudumuz ph’yı 7.35 ile 7.45 arasındaki alkali hattave çok dar sınırlar içinde tutar.

    yani siz ne kadar asidik yiyecek yerseniz yiyin böbrekleriniz sağlam çalıştığı sürece kanınız alkali düzeylerde kalır. eğer böbreklerimiz olmasaydı alkali diyetçilerin iddiası doğru olabilirdi, ama bereket ki böbreklerimiz var. aksi halde yaşayamazdık." (bkz: buraya smiley koymak istiyorum)

    faydası olur mu? o ayrıdır. bilimsel bir temele dayanmasa da önerilerin bir kısmı işe yarayabilir. özellikle böbrek sağlığı açısından... ama zararları konusunda yazılanlara mutlaka kulak vermek de gerek.
23 entry daha
hesabın var mı? giriş yap