2 entry daha
  • yillardir ulkeyi yoneten ve istedigi medya kanalini istedigi gibi idare eden bir "lidere" sahip oldugumuz icin, bu hikayeyi bir kez daha haritlamakta yarar var.

    bu hikaye basının ve hükümetin bir ülkeyi amaçları için nasıl uyutmayı, uyuşturmayı ve duygularıyla oynamayı başardığı ile ilgili. bu hikaye “camide içki içtiler” ile “başörtülü kardeşlerimizi dövdüler” söylemlerini daha iyi anlamınızı ve sorgulamanızı sağlayacak umarım.

    saddam hüseyin, 2 ağustos 1990 tarihinde ‘‘kuveyt ırak'ın 28'inci eyaletidir’’ gerekçesiyle kuveyt’i işgal etti. amerika haftalarca bu işgale nasıl cevap vereceğini bilemedi. 10 ekim'de amerikan kongresi’nin insan hakları komitesi'nde misafir konuşmacı olarak yer alan hemşire nayirah adlı 15 yaşında kuveytli bir kızın açıklamaları abd ve dünyada geniş tepkiler uyandırdı. nayirah ‘‘silahlı ırak askerleri hastaneye geldiler. yeni doğmuş bebekleri kuvözlerden çıkarıp soğuk betonda ölüme terk ettiler’’ diye ağlamaklı bir ifade verdi. ölüme terk edilen bebeklerin hikayesini, aynı gece abd’de ve dünyada milyonlarca kişi televizyonlarından izledi. nayirah’ın duygusal konuşması ülkenin hemen hemen her tv istasyonuna taşınarak günlerce yayına girdi. kongre müzakerelerinde nayirah'ın hikayesi sürekli tekrarlandı. o döneminin abd başkan’ı bush (george w. bush’nun babası) ırak'a askeri harekat için bu açıklamayı sık sık dile getirdi.

    nayirah’ın duygusal ifadeleri etkili oldu. uzun süre tartışılan nayirah’ın “hastane zeminine bırakılıp ölen çocuklar” hikayesi uluslararası af örgütü tarafından doğruladı ve yoğun müzakereleri takiben kongre, başkan bush'a savaş yetkisi verdi ve 18 ocak 1991'de ırak'ın, abd tarafından bombalanması başladı.

    fakat işin gerçeği, nayirah hikayesi, çok sinsice tasarlanmış bir hakla ilişkiler ürünüydü. nayirah'ın anlattığı hikayenin arkasında halkla ilişkilerin en büyük isimlerinden biri olan hill & knowlton ve h&k’yi bu iş için kiralayan, abd hükümetiyle direk ilişkisi olan hür kuveyt vatandaşları adlı bir kuruluş vardı.

    körfez savaşı sonra erdikten sonra abc tv muhabiri john martin, kuveyt'teki hastaneye giderek araştırmalar yaptı. kuveytli doktorlar bebeklerin savaş kaosunda bakımsızlık ve hemşire azlığından öldüklerini, ıraklı askerlerin tek bir bebeği dahi kuvözden çıkarmadığını bildirdi.

    h & k'nın düzmece senaryosunun başkahramanı ve kuveyt'teki hastanenin sözde görevlisi hemşire nayirah aslında kuveyt'in washington büyükelçisi saud al-nasser al-sabah'ın kızıydı. dünya tv'lerinde milyonlarca kişiyi bebek ölümleri hikayesiyle ağlatan genç kız, aslında kuveyt işgali sırasında amerika'daydı. ıraklıların işkence yaptığı sözde kuveytlilerin de ‘sahte’ oldukları ortaya çıktı. kuveyt emirliği'nin ırak'a askeri harekatı teşvik için h&k şirketine 11.5 milyon dolar ödediği açıklandı. tarihte ilk defa bir halkla ilişkiler şirketi, olayları düzmece bir senaryo haline getirerek, insanların duygularıyla oynayarak, otoritenin gündemi doğrultusunda savaş başlatmış oldu.

    soru sormak kadar, doğru soruları sormak ve gerçekleri araştırmak da çok önemli. her şeyin 140 karakter ile “kesin bilgi” olduğu bir dönemde, neyi, nasıl analiz edeceğimizi de çok şaşırdık. bazen, doğru dediğimiz şeylerin, aslında başkalarının doğrularına hizmet ettiğini defalarca gördük ozellikle son zamanlarda ama bu surec ayni zamanda soru soran, her şeyi çabucak kabullenmeyen, artık her şeyi “doğru” kabul eden bir toplumdan “şüpheci” bir topluma ulaştık ki bence, doğru soruları sormak yolunda bu en güzel adım.
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap