• madem ha deyince yıkılmıyor, bu sistemin içine doğduk, aklımız başımıza geldiğinde oyunun içindeydik. artık olan olmuştu. oyunu iyice öğrenip çıkana kadar yapabileceğimiz şeyler var. en azından bu azılı halini günlük tercihlerimizle terbiye edebiliriz. önerisi olanı da bu konuda duymak isterim.
    mesela benim önerim:
    aslında düşüncelerinizin bir bölümünü iyi şampuan, kaliteli hormonsuz, kimyasalsız yiyecek içecek gibi şeylere ayırın, hangisi önemliyse sonrasında bunu talep edin. diretin bildiğiniz. ne bileyim işte bir yerlere yazın, şikayet edin, dava edin, gelin beraber edelim hatta, markete sorun, olay çıkarın :) madem kapitalizm hırçın, biz çalışıyoruz parayı parası olan kırıyor vs. onları kazandıklarını hak etmeleri için zorlayın. amerika'da otomobil endüstrisinde 2000'lerin başında petrol krizi yaşanınca, elektrikli araba bir gecede çıkmış. bir gecede seri üretime geçilmiş ve piyasaya sürülmüş. yani bunlar böyle pislikler. ellerinde ne teknoloji olduğunu bilemiyorsunuz...
    bu süreçte yalandan organik domates filan çıkacak (çıktı da organik sertifikası olan adam sıradan üreticiye veriyor böylece alın organik domates!) hayatımızı organik domates yemek için adamayabiliriz ama böyle bir talep oluşur. bir günde ya da bir kaç yılda sonuçlarını alamayacağımız bariz çünkü bu düzenin kuruluşu onlarca belki bir yüz yıl falan aldı... ama "böyle gelmiş böyle gider" demekten evladır.
    buradan yola çıkarak da aslında sürekli ve kararlı yapılan minik eylemlerin (davranış, hareket) etkilerinin çok daha yapıcı, kalıcı olduğunu söyleyebiliriz.
hesabın var mı? giriş yap