3 entry daha
  • kesinlikle rahatsız eden kısımlar vardır filmde.filmin başında buranın bir gay sahili(göl kenarı neyse artık) olduğunu resim ve işitsel hafızamıza kazımasına rağmen yönetmen nedense hiç bir inandırcılık unusuru ya da filmin gelişimine katkıda bulunacak hiç bir görsel öge içermemesine rağmen penis,testis,oral sex izlettirmiştir bize filmin yarısında.
    tek mekan-tek dekor her zaman sevdiğimdir fakat nedense tek mekandan fazlasını aradım durdum filmde,çünkü michel'ı tanımak istedim.adının michel olması dışında bize verilen hiç bir bilginin olmadığı bir karakterin seri katil mi yoksa aşkı için eşkiya mı olduğunu taradık durduk kısıtlı bilgimizle.
    film ne kadar kötü olursa olsun iyi bir görüntü yönetmeniyle çalışılmalı'' temalı filmde tekrar ve tekrar söylemek istediğim overrated görsel şölen çabaları da mekanın getirdiği avantajlardan birisiydi gözümde.
    son zamanlarda izlediğim en iyi oyunculuklar arasına girmeyi başardı (bkz: pierre deladonchamps) ve(bkz: patrick d'assumçao) ''henri'ye bir selam vereyim'' ile başlayan sahne ve final sahnesi ise favorilerim.
    filmin kilit karakteri,henri, olmasaydı eğer film gözümde tamamen bir overrated halini alacaktı ki,hala bazı çevreler nasıl yılın en iyisi demiş anlamakta zorluk çekiyorum.
    yönetmenin de izlediğim ilk filmi olduğu ve fransız sinemasını yaklaşık 2-3 senedir es geçmemle beraber yorum yapmak istemiyorum.(haneke'nin amour'unun yapım aşamasını kaçırmam dışında da pek üzülmedim bu es'e)
    sonuç olarak,izlerken yer yer rahatsız hissettiğim bir avrupa sineması örneğinin,güzel bir çekim ,iyi bir görüntü yönetimi,iyi oyunculuklar ve basma müzikler olmamasıyla 6 gibi bir puan alabilir benden
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap