5 entry daha
  • sisman, beyaz suratli, cirkin adamlar ve kokono diye tabir edebilecegimiz asiri makyajli yasli kadinlar, soluk renkler. her sahne sadece tek bir acidan ve statik bir kamerayla cekilmis, kamera tüm film boyunca yalniz bir kere hareket ediyor, onda da dikkat etmediyseniz ruhunuz duymaz. olaylar bir sehirde geciyor. tüm yollar bosken bir ana yolda hic bitmeyen bir trafik, is yeri yanmis bir adam, onun siir yaza yaza delirmis evladi, dogum gününe herkes gelsin istedigi icin cezalandirilan (!) bir cocuk, is toplantisina gidip önemli bir belgeyi götürmeyi unutan bir baska adam; hikayelerin ortak yani hepsi de hayalkirikligi, ezilme, kücük düsürülmeyle ilgili.

    bir karenin icine o kadar cok seyi sikistirabiliyor ki yönetmen roy andersson... ayriyetten bariz bir karikatür estetigi var. her neyse diyecegim su idi, film 2000 yapimi. yeni yüzyilin ve gectigimiz yüzyilin modern toplumunu böylesine iyi anlatan, gitgide artan bir kabus atmosferiyle sinema denen icadin hakkini böylesine veren daha iyi bir film, 2000'den bu yana cekilmedi. kimi sahnelerde birden öyle bir mizansen kuruluveriyor ki, sanki mac izlermis gibi aniden koltugunuzda dogruluyorsunuz, "oha" bile diyemiyor, susup kaliyorsunuz. siir ve kabus cok az filmde böyle bir araya gelmistir. sinemayla alakadarsaniz yeni misyonunuz bu olsun. bu filmi bir yerlerden bulup izleyin.
53 entry daha
hesabın var mı? giriş yap