9 entry daha
  • morgoth'a karşı mücadelede elf hanedanlarına sırt çevirmeyen, nice çileler çektikten sonra valar tarafından kutsanan halk.

    haklarındaki en güzel eser güç yüzüklerine dair isimli eserdir.

    şahsen numenor'u ingiltere'ye benzetirim. tolkien kendi ülkesini, kitabında böyle kutsallaştırmıştır diye düşünürüm. neyse, numenor ülkesinin taşını, toprağını, ıvırı zıvırını sırasıyla manwe, varda, auleyavanna kutsamışlardır ve ulmoda össe vasıtasıyla ülkenin denizlerine dinginlik ve huzur katmıştır. e böyle de torpilli bir memleket olunca numenor insanları da ilk kralları elros'un 510 yıllık krallığının ardından (uzun ömür, filinta gibi insanlar, tolkien ırkçılığında sarışın, mavi/gri gözlü, uzun boylu insanlar) binlerce yıllık ihtişamlı hayatları boyunca valinor dışında bilinen her yere diz çöktürmüşlerdir.

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    koskoca sauron'u barad-dur'dan ayağına çağırıp "gel canım buraya, ver o kulenin anahtarını, tamam, hadi efendi ol şimdi çarkına tükürmeyeyim, tamam ağlama hadi yeter" demiş bir millet/ülkeden bahsediyoruz. eğer morgoth'un çağlarında varolsalar turgon, elwe, finarfin'in ülkeleri kadar güçlü ülkeler kurabilecek, "masaya vurdumu ceviz ağacını çatlatacak" kudrette bir topluluktan bahsediyoruz.

    "kibir en sevdiğim günahtır" diyordu ya al pacino (zaten psikolojisi enteresan olan bu entryi daha da acayipleştirdik, hayırlı olsun), bunlar da kibire kapılmışlardır haliyle. zaten 9 yüzükle insan ırkı en kolay kanan ve en güçsüz yüzüklerle zehirlenen ırktı. kaldı ki hepsi de numenor'ludurlar. sauron'un numenor'un ihtişamını görüp kafayı yemesinin ve ülkeyi zehirlemeye başlamasından bile önce, valar'a sırt çeviren ve en en en sonunda sauron'u tanrı sayıp tapan bu manyaklar, gizemlerde de çok güçlülerdi. kara numenor'lular olarak bilinen ve orta dünyaya yerleşen bu abiler tek kelimeyle "hayvani" bir milletti ve karanlık sanatlara düşkünlükleri sonrasında bazıları sazgül olduysa da (pamuk tıkandı yani) bazıları da nazgul olmuşlardır.

    "on iki köyün ağasıyım lan" diye nara atan ar-pharazon (ki dünyanın kralı anlamındadır isminin manası) numenor üzümünden damıtma boğma rakının 4. şişesinin dibini gördüğünde "valinor'u basmayanın a..na koyim mi lan?" "basmayanın" "taaa" şeklinde yaptığı muhabbetlerinin sonunda kutsal topraklara ayak basarak tüm zamanların en büyük günahlarından birisini işlemiştir.

    kıyıya bastığında hiç bir ses yoktur, ne kuşlar oradadır, ne canlılar. manwe, eru'ya yalvardığında eru iluvatar'ın mevzuya el koyuşu tüm tahminlerin üzerindedir. dünyanın şekli değişmiştir. artık arda'nın ilk tasarımı yerine dünyanın duvarları yuvarlanmış, diyarlar sular altında kalmıştır. sadece numenor değil, orta dünya'nın da ciddi kısmı sular altında kalmıştır. hitlum artık yoktur mesela.

    bu hükmün karşısında sauron o kadar korkmuştur ki ruhunu bedeninden ayırıp barad-dur'a kaçmayı başardığında uzun yıllar birşey yapamamıştır. annatar dönemi daha sonra başlamıştır.

    ar-pharazon ve ordusunun hala yaşadığı, valinor'un altındaki mağaralarda günlerin sonuna dek hapsedildiği söylenir.

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    ve sonsuza dek gezgin yaşadılar.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap