1 entry daha
  • i.ö 167 yılında iskender soyundan gelen yunanlılar'a karşı dini sebeplerle filistin'de başlayan ayaklanma başarılı bir siyası bağımsızlık hareketine dönüştü. ayaklanmanın liderliğini üstlenen üç makkabi kardeşlerin kurduğu asmon hanedanı'nın yahudi kralları , davud ve süleyman'ın hüküm sürdüğü toprakların büyük bir kısmını geri aldılar. ardından komşu devletlerle yapılan irili ufaklı çatışmalar dönemi başladı. bu esnada yeni kurulmuş genç ve yükselen bir güç olan roma'dan yardım talebinde bulunuldu. yahuda kralı hyrkanos ve arap soyundan gelen veziri antipatros, roma generali gnaeus pompeius'un koruması altına girdiler.

    bu esnada kudüs tahtta hak iddia eden aristobulos'un elindeydi. üç aylık bir kuşatmadan sonra pek az kayıp vererek ve 12.000 yahudinin ölümüne sebep olarak roma ordusu kudüs'e girdi. pompeius doğruca, süleyman tapınağı'na yürüyerek yahudi ulusu'nun o güne değin gözlerden saklamayı başardığı kutsal emanetlerin bulunduğu kudüsülakdes'e girdi. onuru kırılmış yahudi devletine siyasi iktidar artık roma'nın ellerindeydi. pompeius, hyrkanos'a başhahamlık unvanını geri verdiyse de devlet işlerindeki basiretsizliği dolayısı ile siyasi iktidarı veziri antipatros'a teslim etti.
    antipatros'a yahuda genel valiliği ve roma vatandaşlığı ihsan edildi. ve ülke ikiye ayrılarak büyük oğlu phasailos yahuda ve küçük oğlu henüz 26 yaşındaki herodes (hirodes de denir) ise celile valiliğine getirildi.

    i.ö'nce 40'da partlar filistin'i işgal ettiler. mısır üzerinden roma'ya kaçan herodes bir kez daha askeri yardım talep etti. roma senatosu ona bir ordu vererek yahuda krallığı'na getirdi.
    herodes bu orduyla partları yendi ve markus antonius'un dostu ve müttefiki olmasına rağmen krallığı actium zaferinin ardından octavionus tarafından da tanındı.

    herodes, yahudi soyundan gelmemesine rağmen cesur ve akılcı yönetimi ile filistin topraklarına uzun süre refah getirmeyi başardı. süleyman tapınağı'nı bütün görkemiyle yeniden yaptırdı.
    onun döneminde yahudi devleti süleyman zamanındaki ihtişamını hatırlatan bir dönem geçirdi.

    tarihci iosephos'un aktardıklarına göre herodes'in gençliğindeki akılcı yönetimi yaşlandıkça zayıfladı. genç ve tutkuyla bağlı olduğu ikinci karısı miryam, hyrkanos'un torunuydu. evlilikten cesaret alan yaşlı adam fırat'ın ötesinde yaşayan yahudiler'in sayesinde partlar'ın elindeki tutsaklığından kurtulur kurtulmaz kudüs'e geldi. ancak kendisine ait olan tahtı talep etmesine fırsat kalmadan herodes tarafıdan katledildi. herodes bunun ardından başhaham'lığa getirdiği yahudi prensi ve karısının öz kardeşi aristobulos'u da sadece, yahudi halkının bir töreni esnasında sunağa doğru yürürken törene katılan yahudiler ağlamaya başladıkları için galyalı muhafızlarına boğdurdu. bütün bunlardan dolayı miryam herodes'ten tiksintiye varacak kadar nefret etmeye başladı. herodes'in taht üzerinde oyunlar oynamak niyetlisi kızkardeşi salomeise miryam'a karşı duyduğu kıskançlığı bir komploya dönüştürmeyi başardı. kendi kocası yosefile birlikte olduğunu iddia ettiği miryamı, ağabeyine gammazladı. herodes her ikisini de katletti. kini ve artan paranoyası bu kez miryam'dan olma iki oğluna yönelen herodes i.ö 7'de onları da öldürttü. artık iyice aklını kaçırmış hasat ve yaşlı bir canavara dönüşmüş olan herodes'in son kurbanı kendisine karşı komplo kurduğuna inandığı büyük oğlu ve varisi antipatros oldu. kral kendi ölümünden beş gün önce onu da muhafızlarına katlettirdi.

    saray entrikaları ve aile içi katliamlar yanında herodes krallığı dönemi filistin toprakları üzerindeki düzen ve barış içerisinde geçen çok az dönemden birisidir.

    herodes'in hemen ardından krallığı kalan oğulları arkhelaos, herodes antipa ve philippos arasında üçe bölünecekti ancak bu durum imparator augustus tarafından kabul edilmedi. sadece arkhelaos krallıktan yoksun brakılarak yahuda ve samiriye'ye merkeze bağlı bir vali olarak atandıysa da basiretten yoksun yönetimi yüzünden bir süre sonra galya'ya sürüldü ve bölge doğrudan procuratorların yönetimine bırakıldı. bunlardan üçüncüsü i.s 26 'da atanan ve siyaset adamlığından çok başka bir sebeple tarihe geçecek olan pontius pilatus'tur.

    bu uygulamalar da filistin topraklarına dirlik getirmedi. bir süre sonra ayaklanan yahudi klanları ılımlı sadduki'lerin tüm çabalarına rağmen ferisi'lerin liderliğinde roma vatandaşlarıne ve gentile'lere karşı saldırılar düzenlemeye başladılar. bölgede bulunan roma garnizonu'nun ayaklanmayı bastırma gayreti sonuçsuz kalınca imparator neronbüyük komutan vespasianus'u ayaklanmayı bastırmak üzere bölgeye yolladı. oğlu titusu da yanına alan vespasianus iki büyük orduyla kudüs'e yürüdü ancak kuşatma başladıktan bir süre sonra neron öldürüldü. roma tahtında hak iddia eden vespasianus roma'ya döndü. kudüs ise titus ordusuna karşı altı ay süren cesurca bir direnişten sonra yenik düştü. şehre giren titus ordusu süleyman tapınağını yerle bir etti.
    kaynak:tapınak şövalyeleri
    (piers paul read) sayfa 18- 27
    dost kitabevi yayınları 2003 ankara
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap