6 entry daha
  • kapitalizmin çok evvelinden beri varlığını sürdüren bir sistem. kapitalizm onun toprağında gelişiyor. ömrünü tamamlamış bir sistem olarak yer küreye inmiyor kapitalizm. patriyarka neye olanak veriyorsa onun ekmeğini yiyor kapitalizm. birisi de ev içi yeniden üretim, ev emekçiliği. sermaye ilişkisi dışında da artı değer var, anlayacağınız. kendi sistematik yönelimleri olan kapitalizmden bu görev devralınıyor. görev nöbeti kapitallere düşüyor. boyunduruğu kadının boynuna daha da sağlam eklemlemeye çalışarak.

    şu bir gerçek ki boşanmak isteyen kadınların maruz kaldığı şiddet nedeniyle ölümü yaşamaları bizlere patriyarkadan bu erkeklerin önemli ölçüde gücü aldığını gösterir. kadın cinayetlerinin bir bölümü her ne kadar kapitalizmin sonucunda ortaya çıkan bir takım nedenlerle de ilişkiselliği bulunsa bile yine eril dürtü mekanizmasının devreye girmesiyle erkek birey kafasında "öldürme"yi şekillendirir.

    kapitalizmin getirisi olduğu söylenen estetik kaygıların bundan önce de bir anlamı vardı. japonya'da kadınların ayaklarının sarılması ve afrika'da kadınların kulaklarına ve boyunlarına "güzellik" uğruna müdahaleler, bedensel ilişkinin büründüğü şekil itibarıyla dışsal bir unsur olan patriyarkanın kadın bedeni üzerindeki sahipliğini hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak ölçüde gözler önüne seriyor.

    elbette ki sözüm emek kıskacından dışarıdır. emeğin sıkışık trafiği, içinden çıkılması zor bir alan yaratmıştır. evde bekleyen erkek yok mudur, işte o tüm alanları daraltmıştır. işi görülsün yeter, anlayışıyla hayatını idame ettirir. ücretli işgücü piyasası bir yanda, karşılıksız ev işçiliği öbür yanda, aralarındaki köprü nedir, birbirlerini hangi dinamiklerle bağımlı kılarlar. panoramik anlamdaki açılımı bu entry'e sığmayacak bir konu. başka yerlerde değinelim.
20 entry daha
hesabın var mı? giriş yap