9 entry daha
  • arapça’da at bakmak, memleket idare etmek, bir nesneyi dikkatle gözetmek anlamlarına gelen siyâset kelimesiyle farsça mektup anlamındaki “name” kelimelerinden oluşan siyâsetnâme, devlet adamlarına ülke yönetiminde adaleti nasıl sağlayabilecekleri yolunda öğütler veren eserler anlamına gelmektedir.

    siyâsetnâmeler adalet, cesaret, cömertlik gibi siyasetçinin akla ilk gelen özelliklerini anlatmaları yanında dinî kurallara göre yaşamanın gereğini vurgulayan yapılarıyla ahlak kitabı özellikleri de gösterdikleri için aynı zamanda nasihatname kitabı olarak da kabul edilirler. siyâsetnâmeler genelde hükümdarlar için kaleme alınmış eserler olmakla birlikte vezirler için yazılmış siyâsetnâmelere de rastlanmaktadır.

    siyâsetnâme yazma geleneğinin bilinen ve elimizde bulunan ilk örneği m.s. 300 yılında beydeba tarafından yazılan pançatantra olarak kabul edilmektedir. ibn mukaffa tarafından kelile ve dimne adıyla arapçaya tercüme edilen bu eser, zamanla diğer müslüman ülkelerin dillerine de çevrilmiş ve islam siyaset geleneğini derinden etkilemiştir. köklü bir siyâsetnâme geleneğine sahip olan sasanîler döneminde en dikkat çeken siyâsetnâmeler, i. hüsrev nûşirevân zamanında yazılmış olan tansar’ın mektubu ile osmanlı türkçesine de çevrilmiş olan büzürcmihr risalesi’dir. antik yunan’da ise özellikle eflatun’un devlet’i ile aristo’nun politika’sı ve nikomakhos’a etik’i siyaset felsefesine dair yazılmış önemli eserler olup sadece batıyı değil islam dünyasını da önemli oranda etkilemişlerdir.

    islam’dan önceki türk siyaset geleneğinin de yansımalarını bulduğumuz kutadgu bilig, türkçe kaleme alınmış önemli bir islâmî siyâsetnâme olması yanında kaleme alındığı coğrafyadaki siyaset nazariye ve gelenekleri hakkında da önemli bilgiler sunmakta ve eski iran ve hind kaynaklarındaki kavramları kullanmaktadır. aynı şekilde nizamü’l-mülk’ün siyâsetnâme’si de hem selçuklu devleti'nin hem de türk ve fars milletlerinin genel siyaset anlayışlarını yansıtması yönüyle önemli bir eserdir.

    kendisinden önceki imparatorlukların siyasî geleneklerine de varislik yapan osmanlı, siyaset konusunda mirasçısı olduğu geleneğe yaslanmış ve bu siyasî birikimi islâmî ahlakla taçlandırarak devam ettirmiştir. ahmedî’nin iskendername’si ve tursun bey’in tarih-i ebu’l-feth’i, osmanlı’nın bu birikiminin yansıdığı temel eserlerdir. 17. yüzyıldan sonra yazılan osmanlı siyâsetnâmelerinde ise daha çok osmanlı’nın o dönemde yaşamış olduğu çözülmenin sebepleri ve çözüm yolları üzerinde durulmuştur. bu dönemde yazılan eserlerin en önemlileri, koçi bey’in risale’si, veysi’nin habnamesi, kâtip çelebi’nin düstûrü’l-amel li islahi’l-halel’i ve defterdar sarı mehmed paşa’nın nesayihü’l-vüzerâsı’dır. bu döneme söz konusu siyâsetnâme literatürü, hem osmanlı yönetim biçimini anlamlandırmakta hem de dönemin siyasi şartlarını gözlemlemekte birinci el kaynak durumundadırlar.

    siyâsetnâmelerde bazı temel ilke ve kavramların sürekli tekrarlandığı, daha doğrusu bu eserlerin belli konular üzerine kurgulandığı görülmektedir. islâmî anlayışa göre kaleme alınmış siyâsetnâmelerde yer alan konular, insanlar üzerinde bir yönetici bulunmasının gerekliliği; bu yöneticinin sahip olması gereken ahlakî özellikler; sultanın allah’a ve halkına karşı görev ve sorumlulukları; vezirlerin ve diğer yöneticilerin sultana ve halka karşı vazifeleri ve genel ahlâk kurallarının nasihat üslubuyla verilmesi şeklinde genel başlıklar haline getirilebilir. agâh sırrı levend, siyâsetnâmelerde yer alan temel ilke ve kavramları uzun bir liste halinde sıralamıştır. bunlar içinde özellikle adalet kavramı ön plana çıkmakta ve diğer konular adaletin sağlanması için yapılacak şeyler olarak takdim edilmektedir.
40 entry daha
hesabın var mı? giriş yap