royal concertgebouw orchestra

• 10 kasım 2012'de sütlüce mezb...yani haliç kongre merkezi'nde görkemli bir konser vermişlerdir. öncelikle magazin muhabiri modunu açarak konser öncesine dönelim. türkiye-hollanda ilişkilerinin 400. yılı kapsamında verilen konserde haliyle dev ebatlarıyla pek çok hollandalı da göze çarpıyordu. orkestra bile yerini aldığı halde sahne önünü terketmeyen fotoğrafçılar kötü bir şeylerin olacağının habercisi gibiydi. yanımdaki sıralardan egemen bağıs da gelmiş laflarını duyunca ufaktan bir felakete doğru yol aldığımızı düşündüm ama neyse ki korktuğum başıma gelmedi. sadece hollandalı yetkilinin çok da uzun olmayan konuşmasıyla durumu atlattık. egemen bağış hiç ortaya çıkmayarak sanılanın aksine zeki bakanlardan biri olduğunu kanıtladı. ancak iş orada bitmedi, tarih 10 kasım olunca haliyle atatürk için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. bunda da bir şey yok, ama bizi ayağa kalkmaya davet eden ses nedense sürenin bittiğini anlamamızı sağlayacak bir laf etmedi dolayısıyla millet saatlerine bakarak kendi kendine saygı duruşunu bitirdi. ardından gelen ve yine haber vermeksizin başlayan milli marşları da dinleyerek bütün vatandaşlık görevlerimizi tamamlamış olduk. burada orkestranın kalitesiyle ilgili şu örneği de vermeden geçmeyeyim. yanımdaki kişi bizim milli marşın bu kadar güzel olduğunu farketmediğini söyledi!
  
  işin asıl yani müzikal kısmı daha az heyecanlıydı tabii. orkestra eserleri sürprize yer bırakmayacak kadar güzel seslendirdi. yine de prokofyev'in romeo ve julyet süiti'nin şahane girişinde veya çaykovski'nin 4. senfonisi'nde heyecanlanmamak mümkün değildi. hele 3. bölümdeki pizzicato bu kadar uyumlu çalınabilirdi. bu iki güzel esere laf edemeyiz tabii ama yine de bu kadar rus ağırlıklı bir program yerine başka eserler seçilemez miydi diye de düşünmeden duramıyor insan. mesela orkestranın uzmanı olduğu bir mahler eseri çok iyi giderdi. artık gelecek sefere bekliyoruz.
  
  edit: salome uyardı, sözkonusu bakan ali babacan'mış. iki bakanın da olma ihtimali var tabii.