379 entry daha
  • geçtiğimiz günlerde, maarif kolejinden sınıf arkadaşıyla tanışmak gibi benzersiz bir şans yakaladım. 82 yaşındaki bu nazik ve fit adamın eşi tutunamayanları rafında gördüğünde "okunması zor olduğu için kitabı bitiremediğini" söyledikten hemen sonra "kocasının oğuz'u mektepten tanıdığını" sakince araya sıkıştırıverdi. çıkışa doğru seyirten adamı gördüğümde zaten pek düzgün atmayan kalbimin bir iki atış kaçırdığını hissettim. elimden geldiği kadar sakin bir biçimde beyefendi ile kısacık da olsa laflamak için nazikçe yalvardım. sağolsun o da beni kırmadı ve gidip eşini çağırdı. gayet dinç, neşeli, entelektüel, süpersonik bir amca. ben en son 16 yaşındayken o kadar dinçtim herhalde. oğuz atay hakkında ne biliyorsa anlatmasını rica ettim. bütün o biyografilerde yazanların ötesine ulaşma niyetindeydim; oğuz atay'ın lise hallerini, gerçekten nasıl biri olduğunu başka kim bilebilirdi ki? yaşlılara ne sorarsanız sorun eninde sonunda dönüp kendilerinden bahsetmeye başlıyorlar. buna rağmen dinlerken heyecanlandığım pek çok şey paylaştı. aha ben de burada bu vesile ile paylaşıyorum, bilinmeyen yönleriyle oğuz atay. ta ta ta tamm.

    öncelikle feci zeki olduğundan bahsetti. gerçekten zeki. bir zaman sonra gözlerini kısıp o kadar zeki insanların zaten fazla yaşamadığını araya sıkıştırdı. oğuz atay hem sayısal hem de sözel derslerde sınıftaki herkesten daha başarılıymış. tüm notları istinasız olarak 10 imiş. millet 5'i zor alırken zorlanmadan 10 alırmış tüm derslerden.

    doğru dürüst not tutmazmış. ceketiyle pantolonu arasına sıkıştırdığı kahverengi kaplı bir defteri varmış. o deftere kısa kısa notlar alırmış. bunun haricinde çanta falan taşımazmış.

    çok meraklıymış, eline geçen her aleti kurcalarmış. ara sıra cıvık şakalar da yaparmış. tozlu-kirli eliyle milletin gömlek yakasına parmaklarını sürtermiş.

    sporla arası pek yokmuş ancak izlemeyi pek severmiş. amca lisede ve sonrasında uzunca bir dönem sporla uğraşmış. oğuz atay kendileriyle takılır, derslerinde yardım edermiş. onlar da onu aralarına kabul etmişler. inceden inceden "bizim gruba sokulmak için derslerde yardım etti." demeye getirdi.

    1.5 metre öteden kopya verir, hiç tırsmazmış.

    bir ara amcaya geometri dersi vermiş. amcanın geometri yüzünden mezuniyetinin gecikeceğini anlayınca (bkz eski lise mezuniyet sistemi) kendisine 1.5 ay boyunca geometri dersi varmış. tutunamayanlarda ders vermekle alakalı bir bölüm varmış, okuduğunda oğuz atay'ın kendisini yazdığından şüphelenmiş. arayıp soracakmış lakin kitabı oğuz atay öldükten sonra okumuş.

    fakültenin ikinci sınıfında biz kıza tutulmuş ve sınıfta kalmış. oğuz'un sınıfta kaldığını duyan herkes küçük dilini yutmuş.

    daha fazlasını, bildiği her şeyi duymak istesem de kah konuyu alakasız yerlerde kendine çekişi kah artık sıkılan yengenin çekiştirmesi yüzünden sohbetimiz kesilmek zorunda kaldı. gene de, şu ufacık detayları işitmek dahi gidici yüreğimi çoşkuyla dolduruyor.
1681 entry daha
hesabın var mı? giriş yap