2 entry daha
  • altında çok da felsefe falan aranmaması gereken bir film zira altından çok çelişkili sonuçlar çıkabiliyor.
    sanal ve gerçek dünya ayrımı yapılmış ama olaylar sanki her şey matrixin içinde gibi gelişiyor. "yapacağın her şeyi önceden biliyoruz zaten" denmesi de bunun bir kanıtı. gerçek sanılan şey de aslında matrixin içinde. ayrıca neo ilk filmde sanal dünyada absürd hareketler yapabiliyordu ama gerçek dünyada yapamıyordu. bu filmde gördük ki her tarafta uçabiliyor, acayip güçler kullanabiliyor. ama ilk filmin aksine güçlerini her yerde kullanabilmesi de "acaba gerçek sanılan şey de matrixin içinde mi?" sorusunu yeniden sorduruyor.
    bir güç var, o bizim ne yapacağımızı biliyor ama gene de kendimizi özgür hissediyoruz gibi bir durum var.
    ayrıca matrix ve gerçek dünya ayrımı varsa matrixin de kendine özgü bir özgürlüğü var ki neo ve tayfası buna başkaldırabiliyorlar. böyle bir özgürlüğü olmasa nasıl matrixin farkına varıp dışarı çıkabilsinler ki?...
    bir de bu filmde neo hislerin çocuğu haline gelmiş. mistisizm katılmış, sezgisel bir şekilde akılla anlayamayacağı bazı şeyleri anlayabiliyor. bir peygamber havası yaratılmış...
    sonuç olarak matrixi bırakıp kasvetli, puslu gerçek dünyada olmayı seçenleri düşünerek söylenebilecek şey ise "gerçek çirkin olsa da gerçek olduğu için bir değeri var".
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap