58 entry daha
  • bütün rasyonalist ve biçimci teoloji ya da felsefe gelenekleri, tüm dinler, batı metafiziği ve doğuya özgü tüm tinsel budalalık biçimleri -tek tük istisnalari bir kenara koyarsan- bilme eyleminin kendisini, bir durum olarak varsayarlar. bilmeyi bir insandan (bir zihinden) kalkarak bir başka insana ya da zihnin dışındaki bir olaya, nesneye yönelik algılama kapasitesi olarak tanımlarlar.

    düşüncenin sınırlarını yine düşüncede kırmaya ya da aşmaya yönelen, özne'den hareket eden ve nesneye yönelen bu tarz bilme eylemi çoğu kez bir tasarımdır. özne ve nesne arasındaki düşünsel seyir, bilgiyi, düşüncenin ulaşım aracı haline getirerek bir tasarım kimliğine büründürür. özne ve nesne arasındaki ontolojik bağlılığı görmeyen bütün metafizik felsefe gelenekleri, bilgiyi, hegel'in deyişiyle "varlığın yeniden oluşturulmuş olgusu" olarak düşünür. bilim, bu olguyu sürekli olarak yeniden oluşturmaya yarayan bir alet çantasindan öte bir şey değildir; önce atomu bulur, sonra protonu sonra çok sonra bir ara goddamn parçacığını. metafizik bilgi tasarımı ve bilim anlayışı olguya ilişkin kavrayışımızı ve bilgimiz de olgunun niteliğini değiştirmez. bilimci metafizik, bilimcilik de tersinden aynı şeyi benzer argümanlarla yapar.

    özne nesne ayrılığı sorununu, "akıl ruh"un hareketini kurgulayarak bilgiye, "bilen özne" dışında yeni bir ontolojik hareket alanı açmaya çalışan hegel, temelde bütün bir idealist felsefe geleneğine karşı, toplumsal varlığı içinde insanı düşünmenin imkanını verir. hegel'in (nesnel) akıl'ı, bilme eyleminin öznelleştirdiği aklın karşısına "kavramsal olgularla" çıkabilmeye olanak tanırken, daha sonra marx'ın praxis düşüncesi yoluyla geliştirdiği çözüm: "düşüncede somut", bu olanağı bilim ve siyaset alanına, başka bir deyişle gerçek insanların gerçek ilişkileri alanına taşıyarak, olgunun kendisini ve olguya ilişkin bakış açımızı olduğu kadar, bilme eylemini ve bilimin kendisini de değiştirmenin olanağını gösterir.

    bilme eyleminin kendisini de yeniden, toplumsal varlığın etkinliği düzleminde yeniden tanımlamaya imkan tanıyan diyalektik, doğanin ya da tarihin "yasalarını" anlamanın yöntemine ya da bunlarin temelindeki hareket yasalarını kavramaya değil, insanın toplumsal varlığı içindeki bilme deneyimine ve kendi varlığına dair bir kavrayıştır. dolayısıyla bilmek ve anlamak durgun değil hareketli bir şey, bir durum değil, bir deneyimdir. akıl, bilme eyleminin ve deneyiminin bir dolayımıdır. tek başına akla tapmak ya da akla veda etmek yönündeki tüm arayışlar totolojik bir tartışma alanına mahkumdur. postmodern bir akla veda ya da aydınlanmacı bir akil tutkusu, benzer bir bilgi kuramı tasarımına dayanır. nitekim her anlam bunalımı ya nesnel dünyanın bunaliminin bir görüntüsüdür, ya da kişisel çöküntünün bir belirtisi.

    sevgilinizin şu an ya da daha önce kimlerle seviştiği konusundaki meraklariniz ve örtülü mesajlariniz için bilmek başliğini istismar etmeniz ya da kızları etkilemek için felsefeyle ilgili bilgiçlikler yapmaniz hayatinizi kendi içinizden zehirlediğinizi ve ayrica manevi dünyanızdaki yıkımdan kaynaklanan bir bağlanma sorununuz olduğunu gösterirken, 24 temmuz'un karaerik fırtınası tarihi olduğunu ve yarinki poyraz fırtınasına karşı hazırlıklı olmanızı rica ederiz. seyir, hidrografi ve oşinografi dairesi bilhassa bildirdi.
160 entry daha
hesabın var mı? giriş yap