mama you been on my mind

• çok düz çevirisi şöyle:
  
  perhaps it's the color of the sun cut flat
  an' cov'rin' the crossroads i'm standing at,
  or maybe it's the weather or something like that,
  but mama, you been on my mind.
  
  belki beklediğim kavşakları kesen
  güneşin rengindendir
  ya da havadandır ya da onun gibi bir şey
  ama be hatun, aklıma düştün.
  
  i don't mean trouble, please don't put me down, don’t get upset,
  i am not pleading or saying that "i can't forget you."
  i do not walk the floor bowed down and bent, but yet,
  mama, you been on my mind.
  
  sorun çıkarmak istemiyorum, nolur küçümseme, üzülme
  yalvarmıyorum ya da "seni unutamam" demiyorum
  ezik büzük yollardan yürümüyorum, ama yine de
  aklıma düştün haturunum
  
  even though my mind is hazy and my thoughts they might be narrow,
  where you been don't bother me nor bring me down in sorrow.
  i don't even mind who you'll be waking with tomorrow,
  but mama, you're just on my mind.
  
  aklım puslu ve düşüncelerim sığ olsa da
  rahatsız etme beni hüzünlere boğma
  yarın kiminle uyanacağın bile umurumda değil
  ama be hatun, düştün aklıma.
  
  i am not askin' you to say words like "yes" or "no,"
  please understand me, i have no place i’m callin’ you to go.
  i'm just whispering to myself so i can pretend that i don't know,
  mama, you been on my mind.
  
  öyle evet hayır gibi şeyler söylemeni beklemiyorum
  nolur anla beni, hiçbir yerim yok seni çağırdığım
  kendi kendime konuşuyorum ki bilmiyormuşum gibi davranabileyim,
  ama be hatun, düştün aklıma
  
  when you wake up in the mornin' and look inside your mirror,
  you know i won't be next to you, no, i won't be near.
  i'd just be curious to know if you can see yourself as clear
  as someone who has had you on his mind.
  
  sabah uyandığında, aynaya bak
  biliyorsun yanıbaşında olmayacağım, yanında.
  sadece merak edeceğim, görebiliyor musun diye kendini onun kadar,
  o, aklına düştüğün kişi kadar berrak.