18 entry daha
  • better angels of our nature adli kitabinda onemli gordugum hususlarin elestirisine devam ediyorum.

    simdi, tabii, siddetin goreceli azalisi ve insanligin en bariscil cagini yasadigimizi iddia etmek oldukca cesaret isteyen birsey. hele hele daha gectigimiz yuzyila iki tane dunya savasi, birkac tane soykirim vs. sikistirabilmisken. o kadar geriye gitmemize de gerek yok, bosna'yi, ruanda soykirimi'ni veya darfur'u hatirlamamiz yeterli. kimilerine gore tarihin en kanli yuzyilindan henuz cikmisken, bu tip bir savla karsilasmak, samimi soylemek gerekirse, insani gulumsetiyor ve meraklandiriyor.

    pinker'a gore tarihin en kanli yuzyili (history's most bloody century) tanimi bir klise ve illuzyon. kendisi ozellikle 1950 sonrasi gittikce daha az savas oldugunu belirtiyor. hatta, daha da ileri gidiyor, her ne kadar 20. yy'da siddet kurbanlarinin sayisi -diger yuzyillara gore- en yuksek seviyeye ulasmissa da, bu veriyi degerlendirirken gezegenimizde her zamankinden cok daha fazla insanin yasadigini da unutmamamiz gerektigini soyluyor.

    aslinda, su yukarda bahsettigim gorecelilik, dunya nufusunun tum zamanlarin en yuksek noktasina, buyuk bir farkla sicramis olmasi pinker'in savlarinin en buyuk dayanak noktalarindan biri. pinker, siddetle ilgili istatistiksel verileri goreceli olarak degerlendiriyor. ornegin, 1600 yilindaki bir savasta olenlerin sayisini 20.yy'daki bir savasla karsilastirabilmek icin 5 ile carpmamiz gerekiyor. bu tip bir hesaba gore, ornegin ikinci dunya savasi pinker'in top ten'ine zar zor girebiliyor. vay anasini sayin seyirciler! bu bakis acisi gercekten cok sorunlu. yani, bir takim oranlar, katsayilar kullanacagiz ve ornegin, 1000 nufuslu bir yerde iki kisinin olmesi ile bir milyar nufuslu bir yerde iki milyon kisinin olmesini ayni kefeye koyacagiz? pinker'in modelinde bu anlamda cok buyuk bir problem var. 20. yy"daki siddet kurbanlarinin sayisi (sadece olenler olarak bakilsa bile) o kadar buyuk ki, pinker, modele bu rakami yerlestirmek isterken zuccaciye dukkanindaki fil gibi oraya buraya carpiyor. butun bu rakamlara, pinker'in baktigi acinin tam tersi sekilde, yani nufusun buyumesiyle gizlenen bir siddet artisi olarak bakmak da mumkun.

    bu kadar elestirdim ancak pinker'in kitabini yine de her ogrenmeye ve dusunmeye acik zihne tavsiye ediyorum. sonucta, yeni ve ilginc fikirlerle dolu bir kitap ve filozof var karsimizda ve sadece bu acidan dahi olsa, okunmayi ve uzerine dusunulmeyi hak ettigi kanisindayim. ha, kitabin iddialarina katilirsiniz ya da benim gibi aciktan elestirirsiniz, orasi size kalmis.

    son olarak, auschwitz deliliginin taniklarindan zalman gradowski'nin bir sozunu buraya alintilayacagim. norvecce bir kaynakta rastlamistim bir sure once, kendi cevirim oldu. tam boyle degilse, mesaj atin, duzeltirim. soyle diyor, gradowski:

    "kultur ne kadar gelismisse, katiller de o kadar modern oluyorlar. toplum ne kadar sivillesmisse, barbarlari da o kadar kotu. gelismislik seviyesi ne kadar yuksekse, kotuluk de o kadar yaygin."
27 entry daha
hesabın var mı? giriş yap