• ten ve iz adlı kitabında insanın kendini bilinçli olarak yaralaması konusunu didiklemiş antropolog. acının antropolojisi de bir diğer kitabı. iki kitabın da özgün tarafı içinde gerçek kesitler barındırması. yazar türkiye'den arjantin'e kendini bilinçli olarak yaralayanlara sorular sormuş bu hikayeleri kitap boyunca serpiştirmiş. kitabın asıl vurucu cümleleri bu cevaplarda. kitaptan bir bölüm:

    hiçbir sorunu olmadığını söyleyen (nicolas, 16) bu kan akıtma olayından bir tür kendini inceleme olarak yararlanıyor.

    "hayatı istismar ediyorum, ölüme nasıl kavuşabileceğimi gözetmiyorum.eğlenmek için yapıyorum bunları. bıçağı koluma sürtüyorum. derim biraz kesiliyor. o kadar. acı psikolojik, dayanabiliyorsun. sadizm değil bu sadece bıçakla oynama zevki. belki kanın rengini görmek için, bilmiyorum. kişiliğimin en tuhaf yanı. yeniyetmelikle ilgili bir şey galiba. baba olduğum zaman böyle şeyler yapmam heralde.ama çok ileriye gitmeye başladığımı farkettiğimde engelliyorum kendimi, çünkü iğrenç buluyorum bunu.kimileri köprüden atlıyor, kimileri biryerini kesiyor. meraktan bütün bunlar sonucu görmek için."

    burada söz konusu olan ölümle oynamak ya da ıstırabı yok etmek değil, benliğin ötesine gitmek, yaşadığını hissetmektir. çok güçlü birşeyi harekete geçirmek, hissetmek isteğidir bu, yaşam yeterli değildir sanki bu konuda.

    "kendimi boş hissettiğim, var olmadığımı sandığım anlar yaşıyorum"(stephanie,18)
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap