• o gün, devletin eğitim masraflarımı karşılamam için verdiği başbakanlık bursunun hesabıma yattığını öğreniyorum. bunun üzerine ben ve bursun yattığını öğrenen bir grup yancı çevrem, eğitim masraflarımızı karşılamak üzere derhal taksim'e doğru yol alıyoruz. 'içkiyi bardakta durduğu gibi durdurmanın yolları', 'usturuplu bira nasıl içilir' ve 'usturup ne demek aq' başlıklı eğitimlerimizin başarısız olmasından mütevellit hepimiz kör kütük sarhoş oluyoruz.

    muhabbet esnasında arkadaşlar, vakt-i zamanında bir bara damsız giremediklerinden bahsediyorlar. ben ise 'sabah duşumu aldım, tırnaklarımı da kestim, mis gibi oldum, beni kesin alırlar' diye düşünerek, 'ben oraya damsız girerim arkadaş' diye balıklama dalıyorum olaya ve arkadaşlarla iddiaya giriyoruz. ayakta zor durur bir halde sözkonusu barın önüne geliyorum ve içeri girmek için hamle yaptığımda, bodyguard ile aramda şöyle bir diyalog geçiyor.

    + damsız almıyoruz birader.
    - senin ananı sikerim!

    benim bu lafı etmemle, etrafımdaki bir dolu insan tarafından yerde tekmelenmeye başlanmam arasında geçen zamanda ise film kopuk. en ihtiyaç duyduğum anda bilincimi kaybetmiş olmam ise büyük şanssızlık tabii. birkaç dövüş hareketi ben de biliyorum zira. asıl merak ettiğim ise nereden çıktığı belli olmayan o kadar insanın depikleme ihtiyaçlarını, benim üzerimde gidermeye yönelten sebebin ne olduğudur. birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde, herkesin tek vücut olarak beni tekmelediği o tablo ne zaman aklıma gelse, gözlerim doluyor, geleceğe daha bir umutla bakmaya başlıyorum.

    o talihsiz günün bünyemde yarattığı tahribat neticesinde, başbakanlık bursunu bir daha içkiye yatırmama kararı aldım. zira başbakanın bizzat gelerek belamı zikmesine ramak kalmıştı.
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap