6 entry daha
  • bazı şeyler vardır, insanların söylemek isteyip de söyleyemediği. bazen en yakın arkadaşına, bazen eşine-çocuğuna bazen de öyle sempati duyduğu bir yabancıya.

    kendince doğrudur bahsetmek istediği şeyler ama toplum değerleri, iyimserlik, doğruculuk, onur gibi normal hayatta bir sikime yaramayacak kavramlar, sadece filmler de gözümüze sokulan içi boş terimlere ters düştüğü için bahsedemezsiniz..

    nasıl sevdiğiniz bir kadınla birlikte olmak için yalnızca sevmenizin yetmediği gerçekse
    nasıl birisiyle çok fazla ilgilendiğinizde (kadın-erkek) onunla vakit geçirmekten ne kadar çok hoşlanırsanız, ona artık çekici gelmeyeceğiniz tecrübeyle sabitse, ne kadar çok çalışırsanız çalışın, iyi bir vatandaş olduğunuzda 1. nesil olarak asla yalıda oturup ferrariye binemeyecekseniz. nasıl ki siz birine değer verdiğinizde aranızda ki ilişki laçkalaşıp, laubali bir hal alacaksa gibi örnekler çoğaltılır da çoğaltılır...

    ama bakın 1.nesilden yalılarda oturanlar var, 60'lık amcalarımızın 20'lik aşkları var.. ne tuhaf lan demi hala seven sikilir siken sevilir başlıklarında fikir zikrediyoruz. ama bütün mottolarımız hep iyi niyetli.

    bir tek filmler.
    dur lan ?

    aslında filmlerde dahi bu şekildedir, nasıl ki zor ölümde bruce amcamızın bir şekilde kazanması hep kötü karakterin o ya da bu nedenle ya egosuna yenik düşmesi ya da içinde ki bir anlık iyi niyet kırıntıları ise nasıl ki ezel dizisinde kenan birkanın güç(?)lü olmasına karşın kaybetmesi, normal hayatta olmayacak biçimde. nasıl ki aslında birisine karşı bir hata yaptıgımızda eğer o bunun farkında değilse ve paylaşırsak işlerin asla eskisinden daha iyi olmayacağı tam aksine daha da kötüleşeceği gibi.. işte bu yüzdendir hep bana verilen öğütlerin içinin bu kadar boş gelmesi.

    standart kavramlardan, yargı değerlerinden öteye gidemez çünkü, genel intibaların dışında bir tecrübe yansıtmazlar sana. aslında yansıtamazlar, dedim ya işte, bizde ki bu yalancı nezaket..

    finali rahmi koç'la yapalım ;

    rahmi koç'tan gençlere bir öğüt vermesi isteniyor ve o da diyor ki, ''ne olursa olsun alçak gönüllü olun''

    p.s i love you; şimdi camdan baktım da , merkeze uzak kendince geliri iyi bir semtte oturuyoruz, ve bu havada(yağmurlu) çöp tenekesini karıştıran eli bastonlu yaşlı bir amcamız var, öyle divane gibi de görünmüyor. senin benim gibi lan... acıkmış herhalde. hadi şimdi anlatın bana ona nasıl bir dille amca açsan buyur bi yemek yiyelim diyebileceğimi.. ya da birileri ona da anlatmalı, onur, gurur, insan hakları, yaşama hakkı.. ama olsun herşey güzel olacak değilmi. (bkz: çocuklar inanın)
42 entry daha
hesabın var mı? giriş yap