7 entry daha
  • pitchfork olsun, mtv olsun, rolling stone olsun hepsi 2010un en iyi albümü (ya da en iyilerinden biri) demişlerdir buna. haklıdırlar da bence - 3.5 senedir amerika'da yaşıyorum, etrafımdaki arkadaşlarımın çok büyük bir çoğunluğu da rap dinliyor ama nedense ben bir türlü alışamamıştım bu türe. taa ki ekim (ya da kasım) ayında runaway'i dinleyene kadar. rap'i o güne kadar melodik olmayan, sözleri pek bir anlama gelmeyen ve çoğunlukla para/ezilmek/seks hakkında olan bir müzik türü olarak gören ben, runaway'i dinledikten sonra albümden o güne kadar çıkmış power, all of the lights gibi single'ları da dinledim ve albümün çıkacağı 22 kasım gününü iple çekmeye başladım. zaten albümün öncesindeki süreç de bir ayrı güzel - good friday altında çoğu cuma bedava indirilebilecek bir şarkı çıkardı kanye.

    albüme gelirsek, beni bu albüm hakkında en çok etkileyen üç şey var herhalde. ilki albümün bütünlük açısından bir konsept albümünü aratmaması: dark fantasy "can we get much higher?" şeklinde başlayarak mükemmel bir giriş oluşturuyor. ardından gorgeous, power, all of the lights (interlude), all of the lights ve monster'la tempo sürekli tepeye çıkıyor. ardından so appalled ile yavaşlayan albüm, adeta saykodelik olan devil in a new dress ile yavaşlayıp runaway'de yavaş kısmının climax'ine ulaşıyor adeta. hell of a life, blame game ile daha da yavaşlayan ve koyulaşan albüm şaheser lost in the world ile mükemmel bir sona ulaşıyor. o kadar güzel oturmuş ki şarkılar, 35 dakikalık bir film bile çıkmış albümden. film olsun, bütünlük olsun, adeta bir pink floyd konsept albümünü anımsatıyor albüm.

    ikincil olarak, ki ilk noktamla da alakalı, albümün lirik bütünlüğü de takdir edilesi fazlasıyla. temalar kanye west'in assholeluğu ve egoistliği ekseninde dönse de aslına bakarsak modern dünyada kaybolmuş şehirli insan teması da bu koyu fantaziyi oluşturuyor. müzikal olarak da her şarkı birbirinin üstüne çıkıyor - dark fantasy ve all of the lights fazlasıyla "grandiose" altyapılarıyla dikkat çekerken power ve monster'ın enerjisi, runaway ve lost in the world'ünse duygusal derinliği albüme birden çok boyut katıyor. bütünlüğe rağmen bir çok farklı konu da var aslında: bir porno şarkıcısına duyulan aşktan şeytana dair sözlere bir çok şey var burada.

    son olarak, albümün çoksesliliği de çok önemli bence. rihannadan beyonceye, justin vernon (bon iver)den son dönemin en bomba rapçilerinden nicki minaj'a, alicia keys'den kid cudi'ye hatta elton john'a bugünün müzik endüstrisinin en önemli isimleri bir şekilde bu albümdeler. kanye'nin bu egoistlikte bu kadar insanı bir arada nasıl bulundurduğunun cevabı ise, müzikal zekasında gizli bence.

    bu albüme taptıktan sonra kanye'nin önceki albümlerini de indirdim. gördüm ki, geçen zamanda gerçekten ciddi bir derinlik katmış müziğine. önceki albümlerde de mükemmel şarkılar var tabii ki, ama bundaki kadar kaliteli şarkı sayısı az. kanye'den de, rapten de nefret de etseniz, mutlaka en azından bir kere dinlemeniz gereken bir albüm nacizane fikrimce o yüzden. bana inanmıyorsanız, sıfırcı indielerin blogu pitchfork konuşsun: http://pitchfork.com/…autiful-dark-twisted-fantasy/
35 entry daha
hesabın var mı? giriş yap