fraternity

• öğrenci yaşamıyla olan ilgisinden çok sosyal yapıya olan bağlantısına taktığım, aptal amerika oluşumlarından sadece biri.
  
  yeni üyelerine "hoş geldin" demek için onlara fahişe ayarlayan, sadece içip sıçmak için mekan darlığından dolayı yaratılmış, saçma sapan partileri ve "biz tek başımıza adam etmeyiz" mantığıyla (ki bu amerikalıların "bireyseliz biz özgürüz heyooo!!!" iddialarının çürütülme nedenlerinden biridir) kendilerini benden tiksindirmiş oluşumlardır.
  
  iyi yanları yok mudur? tabi ki vardır. mesela nispeten ucuz odalar sağlamaktadır bu evler. bir de önceki yılların sınav sorularını arşivlerinde saklarlar küçük sınıflara faydalı olmak için. az biraz da olsa üyeleri arasında dayanışma vardır tabi. bir de içme yaşı 21 olan amerikada kolay alkol sağlayan yerlerdir...
  
  amma velakin şahsen benim gözümün önüne fraternity denince, bodrum katında beerbong oynanan, striptizci çağrılıp bira içmekten yüzleri kıpkırmızı olmuş salak amerikalıların bağırdıkları, her gelene "wazzuuuup" deyip "naber kanka?" muhabbetleri çaktıkları yapmacık ortamlar gelir.
  
  "sosyalleşmeliyim, evet! bir gruba dahil olmalıyım! yoksa nasıl sevgili edinir, nerde içer, nasıl ot alırım? arkadaş nerde edinirim? bireyim bireyim, amma velakin kendi başıma olmaktan da acizim!" diyenlerin seçimidir... saygı duymak lazım tabi!!!
  
  (bkz: amerikalilarin salak olmasinin sebepleri)
  (bkz: amerikali ogrencinin bira sorunsali)
  (bkz: amerikalilarin sosyal hayati)
  (bkz: bi siktir git)