2 entry daha
  • izlediğim ilk üç bölümü itibarıyla:

    --- belki spoiler içerebilir. emin değilim ---
    1- başroldeki oyuncular yani isles ve rizzoli'yi canlandıran oyuncular iyi ve sempatik. ama böyle olmaları gerekmiyordu çünkü kitapta öyle değiller; ters, aksi kadınlar.
    2- fiziksel özelliklerde ciddi problemler var. maura isles karakteri gerçekten de heyecanlı ve tatlı biri olarak canlandırılmış ama bu haliyle ölülerin kraliçesi sıfatını haketmiyor. siyah küt saçlı, kıpkırmızı rujlu ve donuk bir kadın olarak canlandırılmak zorundaydı. olmamış.
    3- bu kadınlar çok sonraları muhabbete girdiler ve asla bu kadar yakın kanki değiller, birbirlerini inceleyip karşılıklı özeniyorlardı, burda ise yekten kankiler diye gösterildi. buna da uyuz oldum.
    4- koskoca cerrah'ı ve çırak'ı ilk bölümde harcamanın aslı astarı nedir? dexter'deki gibi olmalıydı bence. bir sürü yan olay çözülürken cerrah bir sezon, çırak 'da bir sezon sürmeliydi. koskoca birer kitap var her ikisinin işleri için yazılmış. harcadılar gül gibi mevzuyu. dexter'daki üçlemeci ya da nip/tuck'daki oymacı gibi alttan alttan hep bu mevzu devam etmeliydi.
    5- çook klişe var çok. her an espri yapma zorunluluğu, böyle bir terslenme-adam bozma zorunluluğu, aileden kaçma, elde telefon koşma, karizmatik dönüşler laflar espriler falan.. gerekli midir bu kadar çok bilemeyeceğim.
    6-maura isles daha karizmatik ve soğuk, jane rizzoli ise geniş kalçalı, söz dinlemeyen kıvırcık saçlı olmalıydı.
    he bu kadar şikayet ettim de neden izliyorum?
    2010 senesi bütün dizilerimin bittiği bir yıl oldu. lost, nip tuck, the tudors.. dizi kalmadı. dexter'da teee eylül'de ekim'de başlar. o arada iyi geldi polisiye bir dizi. bir de bizim roman kahramanları olrak düşünmeden, başka iki ayrı karaktermiş gibi düşünüp izliyorum. daha keyifli.

    --- spoiler ---
131 entry daha
hesabın var mı? giriş yap