ajda pekkan

• fikret kızılok kendisi için şöyle bir şarkı hazırlamış;
  
  şarkıdaki maymun
  
  ne kadar da güzel meşhur tanıtılırsın
  oysa gerçekte bir maskarasın
  bir maymunsun şarkıların içinde
  bir papağan süper renk ve biçimde
  önemi yok erdemin mühim olana paradır
  bir bilimse ki o ne tezgahtır
  
  bir günah gibi ah günah gibi
  her bilinçsiz kafada günah gibi
  geri kalmış genç kızda aptalın cüzdanında
  video kaset ve fotoromanda
  bir şarkısın mutfakta bir heves kokanada
  ve bir sevda patronda
  
  bir natürmort olmuş atık sıfatın
  surat ruhun aynasıdır derler ya
  gerilmiş bir dümbelek ıslanmış iki dudak
  buluşmuş anlamsızlıkta
  
  biraz arden hmmm birazcıkta revlon
  derken avon un peu de rubenstein (ön pödö rubenşıtayn)
  on dirait que c’est toi (on dre kösetua)
  la plus mauvaıse imitatıon (la plü movez imitasyon)
  ou bıen la femelle frankesteine (u bien la fömel frankeştayn)
  
  kim takardı seni paris’te londra’da
  ya da gerçek bir sanatta
  bir tek zeytin dalımı taşıdın yurdundan
  birazcık zahmet edip oralara
  bahanedir hepsi bilirsin ya bahane
  her çıkışta bizden gider onlara
  döner gelir nasıl olur bilmem ki bildiremem
  üç beş şarkı elli bavulda
  
  unutma domatesi çürük yumurtanın tadını
  ve marian tuvaletin adını
  sor ki anlatsınlar biraz gerçek olanı
  o bomboş kafandaki zindanı
  sen bir ekolsün ekollerin dışında
  ve bir günah gibi bu toplumun içinde
  takmışsın peşine bir maymun sürüsü
  artık bir şarkıdır gerisi...
  
  hakaretlerden bir sanat eseri nasıl yaratılır bize göstermiştir fikret abimiz.