9 entry daha
  • bu konuyu anlatan bir de kemal sunal filmi vardır.koltuk belası koymuşlardır filmin adını. manidar da olmuştur açıkçası. çünkü o makam o mevki öyle bir beladır ki başa tadını alınca bırakamazsınız o gücü o zenginliği. yani mesele koltuk meselesi değildir aslında mesele güç meselesidir, gücü elde etmesidir.(bkz: ramiz dayı) koltuğa oturmak sadece bir simgedir. o simge makamı gücü saygıyı parayı ifade eder türkiye şartlarında. üstelik öyle her koltuk da bunu simgeleyemez. deri olmalıdır. lüks görünmelidir. kıskandırmalıdır, özendirmelidir. neden mi? bulunduğunuz mevkide böyle özendiricidir de ondan. vay be demelidir görenler. filanca pek saygın bir adam olmuş, böyle upuzun kocaman deri bir koltukta oturuyordu. işte bu kadar içe işlemiştir o koltuk kavramı. kim ister ki o koltuğu bıraksın kalksın. işte bu da sevdadır koltuğa duyulan daha doğrusu güce ve saygınlığa karşı duyulan. tam da bu yüzden bir beladır. çünkü güç demek para demek daha fazlasını istemek demektir. bela olur insanın başına müptela olursunuz. hep hep hep... işte sonu olmayan bir meseledir bu.
42 entry daha
hesabın var mı? giriş yap