7 entry daha
  • kendi eseri mesnevi için mevlana:
    "bu kitap içinde çeşit, çeşit dallar, su gözeleri olan cennetler cennetidir. derinliklerinde akan bir su gözesi, manevî makamlara yükselen yolun başlangıcında bulunan yolcular için cennetteki selsebil çeşmesi gibidir. o yolda ilerlemiş rütbeler ve kerametler sahipleri için "makamların hayırlısı, sözlerin en güzeli" diye isimlendirilir. hayırlılar ve hayır sahibi olanlar orada yerler ve içerler. nefsine kölelikten kurtulmuş hürler ondan ferahlanıp şad olurlar. bu kitap mısır'daki nil nehri gibi sabırlı olanlara şarap ve firavun soyu ile kafirlere hasrettir." der.

    işit neyden nasil hikaye eder
    ayriliklardan şikayet eder.
    kamışlıktan kestiklerinden beri ben ağlarım, kadın ve erkek ağlamaktalar.
    ayrılıktan parça, parça olmuş bir göğüs istiyorum. ona hasret derdinin ne olduğunu söyleyeyim
    insanoğlunun aslı ruhaniyet alemidir. dünya ise imtihan yeridir.
    ben her bir cemiyette ağlar oldum. halleri iyi ve kötü olanlara çift oldum. arkadaş oldum.
    herkes kendince bana yar ve dost oldu. fakat benim içimdeki sırlarımı aramadı.
    benim sırrım benim feryadımdan uzak değildir, fakat sırrımı anlayacak göz ve kulakta o nur yok.
    beden candan ve can bedenden gizli değil. lakin canı görmeye kimsenin izini yok.
    bu "ney"in sesi ateştir, rüzgar değildir. her kim bu ateşi tutmazsa yani bu ateşe malik değilse yok olsun.
    yarandan ayrılıp kesilen kimseye, "ney" yar ve arkadaştır. "ney" in perdeleri perdelerimizi yırttı
    aşk ateşi "ney" e düştü. aşk ateşinin kaynaması ise şaraba düştü.
    ney gibi hem zehir hem panzehir özelliğine sahip bir keyfiyet kim gördü ? ney gibi arkadaş sevgisi ile içi özlem dolu olanı kim gördü ?
    ney kan ile dolu olan yolun sözünü ve mecnunun aşk hikayelerini açıklar.
    bu akıl ve fikrin mahremi hayran olandan başkası değildir. dilin müşterisi ve isteklisi de ancak kulaktır.
    gam ve kederlerimizde günler vakitsiz geçti. günler ateşlerle yoldaş oldu.
    günler gittiyse gidin de, korkuya gerek yok. ey zat, senin gibi pak yok, sen kal, yeter!
    balıktan başkası suya kandı. rızıksız ve nasipsiz olanın günü gecikti. uzun oldu.
    çiğ, ham, acemi olanlar, pişmiş, tecrübe görmüş olanların halini anlayamaz. o halde sözün kısa olması gerektir vesselam.
332 entry daha
hesabın var mı? giriş yap