7 entry daha
  • özellikle sinema ile ilgili görüşlerine çok değer verdiğim biri bu film için "neredeyse dokunulacak bir film" yorumunu yapmış, sonuna kadar katılıyorum. filmin bu 'haptik duyum'a müsait yanını (örneğin odayı dolduran kelebekler, kedinin fanny'nin kucağından atlaması vd.) reddedemiyorsam da, ağdalı fakat geçiştirmeci oyunculukların altında ezilen bir john keats olduğunu düşünmeden edemiyorum. buradan hareketle sinemanın, göstermeyi mi yoksa hissettirmeyi mi amaçladığı tartışması aklıma geliyor; yükümlü yahut hükümlü olduğu her ne ise, onun bazen filmin kendisinden daha ağır olduğunu düşünüyorum. fanny'nin şiire bu kadar uzakken şiirselliğe bu kadar yakın olması da kuşkularımı haklı çıkarıyor.
44 entry daha
hesabın var mı? giriş yap