8 entry daha
  • dario argento'nun hem yazıp hem yönettiği giallo, gerçekten de izlediğim en lame filmlerden biri olarak hafızama kazındı. o kadar çok mantık hatası vardı ki deveye demişler boynun eğri deve demiş nerem doğru tadını yakaladı bu film.

    --- spoiler ---
    mesela katilimizin junkie annesinin hamileyken h bastığını ve doğduktan kısa bir süre sonra da onu rahibelere verdiğini katilin canlanan hatıralarında görüyoruz. yok artık diyoruz.
    muhtemelen annesinin junkie olmasından mütevellit katilimiz hepatitten muzdariptir ve sapsarı bir cilde sahip olduğu için çocukluğundan beri insanlar tarafından dışlanmış, "saarıı saarıı" diye dalga geçilmiştir. bu keşif üzerine katili yakalama aşamasında hepatit tedavisi için kullanmak durumunda olduğu interferon ve ribavirin ilaçlarını hastaneden temin etme zorunluluğu hesaba katılır ve bir sonraki aşamada evine gidilerek ilaçları lavaboya dökülmek suretiyle ilaçlarından yoksun bırakılır.
    şimdi öncelikle interferon ve ribavirin ömür boyu kullanılan ilaçlar olmadıkları gibi maksimum kullanım dönemi bir yıldır. bebekliğinden beri sapsarı olan bir hepatit hastası ise 40 yaşına geldiğinde de karaciğeri zaten interferon veya ribavirin ile kurtarılamayacak şekilde hasar görmüş olacak (muhtemelen karaciğer kanseri) ve karaciğer nakli peşinde koşması daha mantıklı olacaktır. ayrıca bu ilaçlar almazsa ölecek tipi ilaçlar olmadıklarından onlardan yoksun bırakmanın pek bir anlamı yoktur.
    hem bebekliğinden itibaren sapsarı olan bir hepatit hastasının, değil ortalıkta koşturup psikopatlık yapmak yataktan kalkacak hali olmayacaktır.
    kulaktan dolma bilgilerle film mi yazılıp çekilir be dario, insan azıcık adam gibi araştırır ayıp vallahi...
    sonracııma, katilin güncel kurbanı olan hanım kızımız filme ayrı bir eğretilik katıyor. kızın elleri ayakları bağlanmış, kesip biçme masasına yatırılmıştır. katil tam ağzını burnunu kesecekken elini iplerden kurtarmayı başarır ve katilin kafasına ayaklı spotu geçirip hemen ortamdan uzar. şimdi az önce ayakların bağlıydı, niye kaçamadığını anlıyorduk, elini kurtarınca ayaklar da mı kurtulmuş sayıldı? yok ayaklar zaten bağlı değildiyse niye masada mal gibi yatıyordun beş saattir de adamın bahçe makasıyla bi parmağını uçurmasına gıkın çıkmadı? ha gülüm?
    netekim kız yine kaçamaz, yarı yolda yakalanır. katil tarafından ağzı burnu bağlanıp arabanın bagajına konulur. civarda ayak sesleri duyunca bağlı ağzıyla bağırmaya çalışır. bu arada bilekten bağlı ellerinin ağzının dibinde olduğunu görürüz ama ağzındaki bağı çıkarmamakta ısrarlıdır ve sesinin çıkmamasına çözüm olarak arabayı tekmeleyerek ses çıkarmaya çalışır.

    vs, vs...
    daha gider bu

    --- spoiler ---

    sevenleri kusura bakmasın ama paranormal activity örneğinde de görüldüğü gibi kurban(lar)ın has öz andavallı olması durumunda benim için bir gerilim falan kalmıyor, geberip gitmesini doğal seleksiyondan sayıyorum.
    ne diyeyim, kocaman bir vakit kaybı...
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap