7 entry daha
  • ne alaka bilmiyorum ama demin aklıma birden bire braveheart'taki o meşhur sahne geldi.

    --- spoiler ---

    hani william wallace önderliğindeki iskoçlar, edward hıyarının fişeklediği ingilizlerle savaşırlarken; william ile düşman tarafından zırhlı bir şovalyeyle karşı karşıya geliyordu ve sonradan o şovalyenin aha bu puşt olduğu ortaya çıkıyordu ya! o an zavallı william "oha ya!!! yuh! sen de mi bruce?" manalı, iç acıtan bakışlar atıyordu! ha işte ondan bahsediyorum.

    --- spoiler ---

    dediğim gibi o sahne aklıma geldi ve gelince ben yine çok sinirlendim, yine çok kızdım. sinirimi atmanın en iyi yolu olarak da zaten şu günlerde burada sıkça karşılaştığımız bir yöntemi kullanmayı akıl ettim. kendisini hak ettiği biçimde tanımlamak...

    haydi tanımlayalım kendisini! tanımın geliyor robert! geliiiiyoooor, geliiiiiiyoooor veee geeeeldiiii;

    şerefsizin evladı!..

    çok açık,
    çok net,
    çok kısa
    ve akılda kalıcı bir tanım.
    üstelik doğru da! hatta daha önce dünya üzerinde hiç kimsenin bu tanımı bruce kadar hak ettiğine-edeceğine de inanmıyorum.

    bununla yetinmeyerek uzatıyorum:

    yeryüzünün gelmiş geçmiş en büyük, en ihtişamlı şerefsizin evladı robert de bruce'dur! hatta şerefsiz kavramının içini en ilk defa hakkıyla dolduran kişinin oğludur robert! ondan önce yaşamış olanların hiçbiri gerçek anlamda şerefsiz bile değildi. çünkü ne zaman ki bunun babasını babaannesi sıçtı, işte o zaman insanlık, bu yeni bir kavramla tanışmış-kaynaşmış oldu. aslında kendisini tanımlayacak başka başka kelimeler de var. ama hangisini yazsam geriye kalan diğer kavram ve tanımlara ayıp olacak diye hiç değinmedim onlara, tabi siz onların ne olduğunu biliyorsunuzdur zaten.

    not: pek sevgili iskoç muhipleri cemiyeti üyeleri! burada sözkonusu olan bruce; tarihi bir kişiliği olan ve iskoçlara özgürlüklerini kazandıran robert the bruce değil, braveheart filminde angus macfadyen canlandırdığı film karaktersizidir.
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap