8 entry daha
  • türkçesini de yazayım tam olsun:

    ne kadar da aç (açgözlü) olmaya başladık
    geride düzeni bozulmuş dünyaları
    dörtnala terk eden kıyametin ayakları
    üzerinde beslenen haysiyetsiz çıplak hayvanlar gibi!

    sözcükten sözcüğe, bir sözcüğe ulaşıyorum
    ihtiras (tutku, öfke, hırs) içindeki kültürlere yayılan.
    tutkulu güneşe dillerini uzatan
    çöküşün (yıkımın) içine işlediği
    kıpkırmızı kitleler.
    peki, gelecek hala belli mi?
    sonra, eşekarısı, arı kovanı gibi karanlık kalplerimize girsin
    içerdeki sonu dışarı çıkarmak için.

    lanetli (güvenilmez) ve siğilli kalplerimizden
    yayılan uyarılara (sonu haber veren borulara)
    ihtiyacımız yok.

    # nihilist? hedon?
    yaşamlarının paha biçilmez sanatı (olan) ıstırap,
    onların kafalarına yerleştirilmiş bir kanat.
    deri'nin derinliklerine in; sonsuz acımızı
    senin titreyen kollarındaki çukura gömdük. #

    hedon!
    senin çocukların vahşi ve ölümle dolu.

    # acımasız gözlerimizdeki jüpiter:
    vücutlardan ve altından oluşmuş bir cehennem. #
    açgözlülük,
    senin yüzünün bir parçası ve
    (taşına) deri'ne yerleştirilmiş bir hastalık gibi;
    acının kapaklarını açmak (sebest bırakmak) için
    çift eşeyli döl yatağından yüklenen
    şarap zerresi gibi.

    hedon!
    insan sonrası (ölüm-ötesi) gölgelerde durulanmış
    zamanın dişleriyle küçük gördüğü bir başyapıt.
    yalvartıcı ateşle yüklenmiş
    sırların bitkin yüzlü koruyucusu.
    havariyi devlerin mezarlarının üzerindeki
    çiftleşme noktasına taşıyan orospu.

    sana bakıyoruz ve korkuyoruz
    aslında ne olduğumuzu görmekten.
28 entry daha
hesabın var mı? giriş yap