rockets

• fluorescein sağolsun, gecenin bir körü sourberry de denk geldiğim, yine, yeni, yeniden ağzıma yüzüme sıçan şarkı görünümlü. kara vicdanlı. uzatmadan here is the şarkının işleyişi for yu:
  
  baştaki notasına soktumun o uyuz riffleri slow kavramının değişik evrelerinde gezerken chan o ilik gibi sesiyle ruhu yavaşça bedenden sıyırmaya başlar. bebek güzel, anne güzel, silah kötü derken elinizi kolunuza sürdüğünüzde tavuk götü gibi olduğunu fark edersiniz. tüyler ''kirpi mode on ulan!'' şeklinde isyan etmeye başlamıştır bile. derken chan yeniden devreye girer, zaten hiç çıkmamıştır ve gitarla birlikte sözleri makattan monte etmeye başlar.
  
  ''here, pick up, dig, dig out those weeds
  out of your happy go lucky fields
  of such polluted thinking''
  
  yavaştan damarlarda gezinmeye başlayan bu sözler algıyı dağıtmaya başlar. kafa sallıyosundur ama neye sallıyosundur amına koyim? ''evet chan haklısın'', ''x' i özledim'', ''naptım lan ben'' ve ''ühühühüeeaa'' olağan iç geçirmelerdir, şarkıdan önce çok mutlu falan iseniz ananas nooluyola diye şaşırmayınız. zaten yaklaşık bir 15 20 saniye içinde salaktan hızlanan gitarla birlikte ''take, take as much as you can, 'cause you know it's going so fast'' dediğinde her şey bir anda o'na dönecek /x\, o roketlerden birine atlayıp terk-i diyar etmek isteyeceksinizdir.
  
  sonlara doğru halen dağılmadıysanız ''where are all the dreams of babies going, did you know they're all good'' ile hakkın rahmetine kavuşunuz, saat sabahın 4ü de olsa arabanıza bininiz, alkollü olmanıza aldırmayınız, güneşin doğuşuna doğru gidiniz. bazen melankoli gudikleştiriyor beni, farkındayım ama napim. ben yandım siz de yanın lan ibneler.
  
  http://www.youtube.com/watch?v=bnro12exr0u