6 entry daha
  • önünde saygıyla eğilinmesi gereken büyük oyuncu.

    normalde hiç takip etmediğim parmaklıklar ardında adlı diziye, elimde kumanda zap yaparken denk geldim. neyin nesidir, kadro nasıl, konu ne derken, sıradışı bir sahne başladı. rüçhan çalışkur'un canlandırdığı kutsiye karakteri, bir genç kızı yanına oturtmuş.. kutsiye, kendi öz kızını öldürmeden önce, kızına karşı hissettiği nefret dönemini anlatıyor yanında oturan kişiye. aslında "anlatmak" veya "oynamak" kelimeleri o kadar zayıf kalıyor ki, çalışkur adeta o anları yaşıyor. öldürdüğü öz kızından öyle nefret ediyor ki, gözünün biri seğiriyor, tiksinti ve bulantı içerisinde korkunç bir şiddet arzusuyla, adeta alev alev yanıyor yüzü, titriyor garezinden. konuşurken, cehennemlerden çıkma bir zebaninin kırbacını almış, azgın kinini kusuyor sanki. beklemediğim bu oyunculuk dumur ediyor beni, elimdeki kumanda kucağıma düşüyor, soluksuz bir şekilde geriliyorum çalışkur'un mükemmel performansını izlerken. sonra çalışkur, bir çeşit sinir kriziyle gülüyor, aslında ağlıyor. ikisinin de karışımı bir şey.

    sahne bittiğinde, ayağa kalkıp dakikalarca tek başıma alkışlıyorum kendisini..
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap