1 entry daha
  • unlu fransiz sosyologu... sosyoloji'de empirisizm ve yapısal fonksiyonalizm ve amerikan antropolojisinin ortaya cikmasinda en fazla etkisi olmus dusunur. sosyoloji sözcügünü ilk kullanan august comte olsa da, (bkz: comte) emile durkheim bu sözcügün icerisini tamamlayan ve pratik olarak da ilk sosyoloji arastirmalarini yapan kisi olmustur. durkheim, sosyolojinin "toplumun bilimsel olarak calisilması" anlamına gelmesi icin ugras vermiştir. intihar'ı yazmasının sebebi, bu kadar kişisel ve ahlaki bir olgunun bile (materyal olmayan sosyal olguların) bilimsel bir metodoloji ile işlenebilecegini göstermektir. durkheim'e göre toplumsal olgular sui generis'tir yani insanin üzerindedir. insanlarin bir araya gelmesiyle oluşmamıştır. aksine bireyler üzerine zorlayıcı etkisi vardır. toplumları incelerken iki tip toplum ayrımı yapmıştır. mekanik dayanısma hakim oldugu toplum turu ve organik dayanısmanın hakim oldugu toplum turu. mekanik dayanısma daha homojen ve ilkel toplumlar icindir. din genel bir payda olarak hakimdir, genel gecer deger ve inanis sistemleri vardir. organik dayanışma da ise toplum daha komplex, ve karışıktır. yüksek oranda iş bölümü gözlenir. ve bu kişilerin birbirine olan bağımlılığını artırır. modern toplumlar, sanayi toplumları daha bir organik dayanışmanın içerisinde girmektedir durkheim'e göre. bu bir ilerlemedir, ancak büyük bir sorun da yaratabilir. bu komplex kuralların arasında kişi kuralsız kalabilir. bu durumun adı, anomidir. bu yüzden durkheim, regulasyonlarin, düzenlemelerin ve devlet müdahalesinin toplumlarin gelişmesi açısından son derece yararlı oldugunu düşünür. organik yardımlasmasinda sinif varligini düsünmez, bu kavrami bilme bile muhtelemelen ziya gökalp'in (bkz: ziya gökalp) yillar sonra yapacagi gibi reddeder. durkheim'in toplu temsiliyet (collective representations) adı altında bahsettiği kavram da son derece ilginçtir. bireylerin üzerinde, onlardan dışkın ve bağımsı, hiçbir bireye bağlı olmayan ve onların hayat sürelerinden daha uzun süre varolan, temsiliyetlern varlığından bahseder. bunlar genelde yaratılmış simgelerdir. bir bayrak örneğin. toplumu birarada tutan yapılardan birisi olarak da bu "toplu temsiliyetlerden bahetmistir." en ilginc calimasi belki de "elemantary forms of religious life"tir. cunku din kavramini ilk daha empirik bir sekilde incelemiş ve teolojik olmayan bir aciklama ile ortaya cikmistir. bir dinin ortaya cikmasi icin bir toplumda öncelikle "kutsal" ve "alelade" (sacred and profane) kavramlarının ortaya çıkması gerektigini savunmustur. daha sonra, kutsal ogelerin dogasiyla alakali bir temsiliyet gerekmektedir. ucuncü olarak törenlerin olusmasi sarttir. son kertede de, bir kilise'nin yani toplu bir ibadet mekani gerekmektedir. bunlari olusturan sey ise toplum, ve toplum yapısıdır. dinleri "arunta" kabilesi üzerinde yaptıgı çalışmalar sonrasında incelemiştir. totemizm üzeride durmustur. kisaca, bugune kadar yapılmış en tamam sosyoloji teorilerinden birisini olusturmustur durkheim. eserlerinde metodolojisini kullanması ve orneklendirmesi, durkheim'in calismalarini bir bütün yapar. kendisi sosyal bir reformcudur da. 1908 ve 1913 sonrası türk toplumsal hayatını ve devlet sistemini cok derinden etkileyecek bir kisidir...
127 entry daha
hesabın var mı? giriş yap