9 entry daha
  • diablo cody'nin bilmiş bilmiş beylik lafları yüzünden nefret ettiğim juno'nun yönetmeni jason reitman'ın sonunda tam anlamıyla kendini gösterebildiğine çok seviniyorum. up in the air, birkaç yıl önce yazılmış bir romanın uyarlaması olmasına rağmen, reitman hikayeyi daha evrensel daha güncel bir hale sokmuş sanki. ekonomik kriz üzerine insanın içine oturan çok yerinde şeyler söylüyor. hatta filmde işten çıkarılan insanların büyük bir kısmının gerçekten de son bir yılda işten çıkarılan ve "neler söylemek istiyorsunuz, dökün içinizi" diyerek kameraya konuşturulan insanlar olduğunu düşünürseniz, durumun sahiciliği level atlıyor.

    bunların dışında, zamanında varmak istediğimiz ama geldiğimiz farklı noktalar üstüne anlattığı şeylerle insanın böyle böğrüne acayip bir his saplayıp bırakıveriyor. öyle "aklı havada" çevirisinden laylaylom bir şey bekleyip aldanmayın hemencecik. epey iyi film de esasen, bulutların üstünde biten o sonu insana kendini hiç mi iyi hissettirmiyor.

    george clooney'in her filmde olmazsa olmazı o "cool" bakışlarına rağmen başarılı olduğunu söylemezsem hakkını yemiş olurum. yan roldeki anna kendrick ise, ışıldıyor mu parıldıyor mu göz mü kamaştırıyor ne desem bilemedim.
187 entry daha
hesabın var mı? giriş yap