8 entry daha
  • ayse hür'ün taraf gazetesindeki 08 kasim 2009 tarihli yazisindan cok sey ögrenilen hastalik:

    kara ölüm’ün avrupa seyahati

    ilk olarak 1331’de çin’de başlayan, 1338’de baykal gölü civarında, 1345’te aşağı volga nehri civarında görülen ikinci büyük salgın, 1345’te kırım’daki ceneviz kolonisini kuşatan moğol orduları vebalı ölüleri mancınıklarla şehre fırlatınca, avrupalı ticaret gemilerinin uğrak yeri olan kefe’ye sıçramıştı. 1347 ocağında konstantinopolis’i, ilkbaharında iskenderiye’yi vurmuş, haziranda kıbrıs’a, kasımda kefe’den aldığı malları getiren 12 ceneviz gemisi ile sicilya’nın messina limanına ulaşmıştı.

    şehir halkı önce başına gelenleri anlamamıştı. hastalığa yakalananlarda önce titreme, kusma, ağır kas ağrıları, ışığa duyarlılık, uykusuzluk ve çevreye ilgisizlik görülüyor; ateş hızla 40 dereceye çıkıyor, kasıklardaki lenf düğümlerinde önce fındık sonra da yumurta büyüklüğüne ulaşan kabarcıklar oluşuyordu. hasta üçüncü ya da en fazla dördüncü gün hayata veda ediyordu. bu salgınını yaşayan italyan yazarı boccacio, decameron adlı eserinde o günleri şöyle anlatır: “babalar oğullarını, anneler bebeklerini terk ediyor, hizmetçiler hanımlarından kaçıyor, noterler ölülerin son arzularını kaydetmekten vazgeçiyor, doktorlar, rahipler ve rahibeler hastaları ziyarete gitmiyorlardı. kimse hıristiyan usullerine göre gömülemiyordu, evler birer mezarlığa dönüşmüştü. öğle yemeğini arkadaşlarıyla yiyen biri akşam yemeğinde ataları ile cennette buluşuyordu.” açılan yaralar hızla siyaha dönüştüğü için halk hastalığa ‘kara ölüm’ adını takmıştı. ‘kara ölüm’, üç yıl içinde ispanya’dan rusya’ya, romanya’dan grönland’a kadar tüm avrupa’yı saracaktı.

    suçlu yıldızlar mı

    fransa kralı vi. philippe, paris üniversitesi tıp fakültesi’ne bu salgının nedenlerini sorduğunda henüz mikroplardan habersiz olan doktorlar günler ve geceler boyu süren tartışmalardan sonra hastalığı satürn, jüpiter ve mars’ın 20 mart 1345 tarihinde kova (saka) takımyıldızı ile 40 derecelik ters açı yapmasına bağlamışlardı. fransız akademisyenler yıldızlardan sonra, rüzgârlarla dünyanın dört bir yanına dağılan pis ve kötü kokuyu, depremler yüzünden evrenin merkezinden kurtulup dünyayı istila eden çürümüş havayı, hıristiyanlıktan sapmış yaşam tarzlarını, seksle ve banyo yapmakla fazlaca meşgul olmayı suçluyorlardı. halk ise azrail’i şifalı bitkiler, okunmuş taşlar ve mucizevî şarkılar ile yenmeye çalışıyordu. şehirler kilise çanları ve top atışlarıyla uyarılıyordu. kendilerini zincirle döven meczuplardan oluşan gruplar, şehir şehir dolaşarak halkı salgının müsebbibi olarak gördükleri yahudilere karşı uyarıyorlardı.

    bazı şehirler bu vesileyle tarihin ilk karantina uygulamalarını başlattılar ancak 1352 yılına gelindiğinde o sıralar 75 milyon olduğu tahmin edilen avrupa nüfusunun üçte biri, yani 25 milyon kişi hayatını kaybetmişti bile. hastalık 1352 yılında bugün bile hala sırrını koruyan şekilde, kendiliğinden söndü ve yerini tifo, tifüs, kolera gibi hastalıklara bıraktı.

    veba sonrası avrupa

    ‘kara ölüm’, avrupa tarihinde bir dönüm noktası oluşturdu. öncelikle salgın sırasında kilisenin halkın ihtiyaçlarını karşılamakta ve durumu açıklamakta yetersiz kalması, halkın tanrıya inancını azaltmadıysa da kiliseye güvenini ciddi bir biçimde sarsmıştı. bu tarihten sonra avrupa’da pek çok sapkın hareket gelişirken, halkın mucizeler gösteren azizlere ilgisi artmıştı.

    daha önce 40-45 olan ortalama yaşam süresi, 20 yaşın altına düşerken, nüfusun eski düzeyine gelmesi için yaklaşık altı kuşak geçmesi gerekti. şehirlerin büyük kısmı bir daha ayağa kalkamadı. güçlü şehir devletlerin toparlanması bile yüz yıllar aldı. çiftlikler ve köylerin bazılarında tek bir kişi bile hayatta kalamadığından sahipsiz toprak sayısı artarken, serbest kalan serfler şehirlere akın etti, ücretli işçilik ortaya çıktı. kırsal alanda işgücünün azalması sonucu feodal beyler serflerini serbest bırakmaktan vazgeçtiler, hatta onları daha ağır şartlarda çalıştırmaya çalıştılar. bu ağır tedbirlerin neden olduğu 1358’de fransa’da ortaya çıkan jacquerie hareketi, 1381’de ingiltere’de patlak veren köylü ayaklanması, 1395’te ispanya’da yaşanan katalonya ayaklanması ve almanya’daki bir dizi köylü ayaklanması, genel olarak feodalitenin çözülmesinde önemli rol oynadı.
23 entry daha
hesabın var mı? giriş yap