4 entry daha
  • nedim gürsel'in ruhunda etki bırakan tüm kadınların hikayesi.

    her şeyin satılık olduğu, allanıp pullanıp vitrinleri süslediği, pazara sunulduğu vitrinlerin yanı sıra ilerleyen bir adam... durmadan bastırdığı istekleri o'nu gittikçe yalnızlaştırıyor. derin bir eksiklik hissediyor hayata dair. ihtiyaçlar, istekler doyurulmalı diyor. kendi başına kalabalık olmak, bir manada böyle birşey.

    ilk kadın(lar)...

    ıslak bir cumartesi öğleden sonrası içi tutuşarak geldiği genelevde, bir kadının içinde ilk kayboluşu, yanından hızla geçip giden, o'na bir kez olsun bakmadan uzaklaşan kadınların ulaşılmazlığı.

    ve anne... onu yitirişi.

    "seni son kez gördüğümde sofadaki ışık hala yanıyordu. oğlunu kapıya dek geçirdin. elin elimde kaldı, beyaz yüzünü, sevecen bakışlarını unutmadım. yanında, yakınında yaşadığım mutlu günleri katlayıp bavuluma koymuştun. elinle ütülediğin tertemiz giysilerimin, yatılı olkulda karışmasın diye mavi iplikle sınıf numaramı işlediğin iç çamaşırlarımın arasına. bavula özenle katlayıp koyduğun çocukluğumu nereye gittiysem yanımda götürdüm. yuvarlak beyaz yüzünü, yakınlığını da. şimdi, paris’te akşam olurken, hotel de sens’ın avlusuna bakan bir evde sesini duyuyorum. korsanlar padişahıyla nilüfer’in sonunu da merak ediyorum doğrusu. ama az sonra dışarı çıkacağım, bir yere yetişmem gerek. bu satırlar da, bana anlattığın masallar gibi, üzerimi örtüp karanlığa üflemeden önce okuduğun dua, ağzından tane tane dökülen arapça sözcükler gibi yarım kalacak. senin kısacık ömrün gibi."
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap