27 entry daha
  • ii. dünya savaşı sonrasıydı. jamaika halkı savaşa birebir dahil olmasada adamakıllı etkilenmiş, ghetto mahallelerde yaşam mücadelesi veriyordu. kış aylarında çıkan kasırgalar evlere bir hayli zarar veriyor, tüm gününü çalışmakla geçiren siyah halk bir nebze de olsa eğlenmek için arayışlara giriyordu. mahalle delikanlılarından gitarı ve nyahbinghi'leri olanlar gün aralarında müzik yapıyor, bu eğlenceli vakitlerde bazı gençler birbirlerine aşık oluyor, dükkanda çalışanlar radyo yayınlarına eşlik ediyor, herşeye rağmen eğlence hayatın her alanında varolabiliyordu.

    1950'lerin başı itibariyle radyo yayınlarında amerika'da sürekli dinlenmekte olan ilk r&b eserler duyulmaya başlandı. o sıralarda new orleans'da dünyayı etkileyecek işler yapılıyor, capitol records hız kesmeden yeni cevherler çıkarıyordu. afrika'dan new orleans'a gelen caz müzik, swing perspektifinde ilerlemesini sürdürüyordu. louis armstrong missisipi nehrinde bir yukarı bir aşağı giden turist vapurunda müziğe başlayalı 30 sene kadar geçmişti. nat king cole babasının papazlık yaptığı kilisede annesinden kilise orgunu öğreniyor, gizli gizli louis armstrong plakları dinliyordu. fats domino boogie-woogie türünde bir hayli yol katetmiş, r&b'nin temellerini atmıştı. bu ve bunun gibi birçok olay radyo yayını sayesinde jamaika'ya yansıyordu.

    tüm bu gelişmeleri radyolardan takip eden jamaika müzisyen halkı, duyduklarını kendi müziğiyle sentezliyor, kendilerine has bir tarzı yavaş yavaş ortaya çıkarıyordu. 1950'lerin sonlarına gelindiğinde ukulelesiyle beraber sokak köşelerinde arkadaşlarıyla müzik yapan ernest ranglin müzikal olgunluğa ulaşmış ve clemet coxcone dodd ile beraber efsanevi plak şirketi studio one'ı kurmaya karar vermişlerdi. hızlı ve eğlenceli bir müzik anlayışları vardı ve parça aralarında ernest ranglin " skat ! skat ! skat! " sesleri çıkarıyordu. bunları uzaktan izleyen byron lee bir zaman sonra ortaya çıkacak ve " ernest'cim senin yaptığı müziğe ben ska diyorum. bundan sonra bu müzik böyle biline " diyecekti. marijuana dolayısıyla ernest " ne diyorsan de abi bi cigaranı içerim ama " gibi bir yaklaşımda bulunacaktı. ernest ile yakın zamanlarda ortaya çıkan prince buster ve duke reid studio one'den tedarik ettikleri ekipmanlarla konserlerini vermeye çoktan başlamıştı bile o sıralar. jamaika'dan yükselen ska sesleri amerika'nın ilgisini çekmiş, " gelin bi bakalım ya siz napıyorsunuz orda anlatın " davetiyle amerika ska ile tanışmıştır.

    amerika'ya giden ska müzisyenleri konserler verdikten sonra, hayatlarını etkileyen müzikleri yakından dinlemek imkanı bulmuşlardı. o sıralarda r&b ve soul müzik biraz daha yavaşlamış ve smooth bir hal almıştı. bu değişiklikten oldukça etkilenen jamaika yerel ozanları eve döndükten sonra kendi müziklerinde böyle bir etkileşim yaratmaya karar verdiler ve rocksteady müziği doğmaya başladı. o sıralarda prince buster kendi plak şirketi wild bells'i kurmuş, hali vakti yerinde olan duke reid'den finansal destek sağlamıştı. tromboncu rico rodriguez, basçı cluett johnson ile beraber yaptıkları eserler jamaika'yı deyim yerindeyse yerinden oynatıyordu. 1962'de bağımsızlığını ilan eden jamaika bayram havasındaydı resmen. kingston'un çeşitli yerlerinde kutlamalar yapılıyor, müzisyenler kendilerini oldukça hızlı geliştirme imkanı buluyordu. rocksteady akımının en güçlü kolu alton ellis rocksteady parçasıyla jamaika halkını yeni bir müzik türüyle tanıştırmıştı. bu tür seneler seneler sonra ninja kaplumbağalar çizgi filminde bir karakterin ismi olacaktı. diğer karakterin ismine (bebop) ilham kaynağı olan sanatçı ise bird lakabıyla anılan charlie parker'dır. alton ellis'le beraber the gaylads, toots and the maytals ve the paragons rocksteady alanında sevimli bir çekişme içerisindeydi.

    fakat birgün rocksteady sanatçısı olan derrick morgan kendini tutamayıp stüdyoda ayağa kalktı ve " ben bu müziğin ismini beğenmiyorum arkadaşım. uzun zamandır içimde tutuyordum sonunda patladım. hey bunny (bunny lee) şu parçanın ritmiyle filan oyna birşeyler yap " demiştir ve kayıt yerinden çıkıp sinirle lobiye gidip bir cigara yakmıştır. korkudan ne yapacağını şaşıran bunny lee, fat fat man isimli parçanın ritmiyle oynayıp, stüdyonun lobisini gider ve " derrick'cim cigara keyfini bölüyorum kusura bakma ama ben şöyle birşeyler yaptım. parçada da reggae reggae reggae diye bağırıyorum demiştir. aynı zamanlarda toots and the maytals stüdyodayken " do the reggay" diye bağırmış ve aynı isimli parçanın kaydını yapmışlardır. böylelikle reggae'nin tohumları atılmıştır.

    o sıralarda clemet dodd'un stüdyosu studio one dolup taşıyor, birbirinden yetenekli halk ozanları kayıt yapmak için sıraya giriyordu. 1967 - 1968 senelerinde reggae kayıtları büyük bir hızla yapılmaya başlanmış, hitler ardı ardına patlıyordu. reggae ritmi jamaika dışında da ilgi görmeye başlamıştı ve the beatles grubu " ob-la-di ob-la-da" isimli parçasında ilk defa bir reggae ritmi kullanmıştır. chris blackwell trojan records'u kurup ingiltere'ye taşıyalı yaklaşık 6 sene olmuştu. o zamanlarda rastafari inanışı hızla jamaika'da yayılıyor, özgürlüğünü ilan eden halk bir nebzede olsa protest tavırlara giriyordu. derken birgün peter tosh, bob marley, junior braithwaite, beverley kelso, cherry smith ve bunny wailer biraraya gelerek the wailers grubunu kurdular. sosyal içerikli parçalar sebebiyle çalışacak plak şirketi bulmakta bayağı bir zorlandılar. 1966'da braitwaite, kelso ve smith grubu terketti. plak şirketleri bu tarz albümler yapmak istemiyor, bu tarz müzik yapan burning spear ve abyssians'ın albümleri hayli düşük satıyordu. rasta felsefesi üzerine temellenen wailers grubunun elinden kendi plak şirketi ve grubunu kuran lee scratch perry tuttu.

    o sıralar hızla yükselişe geçen reggae dünyasında ardı ardına olağanüstü albümler çıkıyordu. 1972'de the harder they come isimli filmle beraber jimmy cliff büyük bir sükse yaptı. burning spear'ın albümleri satmaya başladı ve slavery days isimli parçası adeta bir türkü oldu jamaika'da. rockers filmi çekilmiş, eric clapton bob marley'in " i shot the sheriff " isimli parçasını coveramıştı ve reggae müzik artık dur durak bilmiyordu. slim smith, john holt, ernie smith, horace andy, u-roy, anthony ellis, denns alcapone, black uhuru, i-roy, cornel campbell, ken boothe, sugar minott... sürekli efsane isimler doğuruyordu reggae müziği..

    aradan seneler geçti ve shaggy, sean paul gibi adamlar gelip reggae müziği mahvettiler
108 entry daha
hesabın var mı? giriş yap