6 entry daha
  • uyum, ahenk, düzen, anlaşma anlamlarına gelen harmoni/armoni, düşündüğümüz kadar yüceltilmeye lâyık olmayabilir; en azından etimolojik açıdan.

    zira yunanca harmonia kelimesinin kökenlendiği harmos, farklı unsurları tıpkı bir menteşe gibi bir araya getirir getirmesine ama bir taraftan da tam da menteşenin yaptığını yapıp birleştirdiği o unsurları yerlerine sabitler, sağlamlaştırır, dondurur, öldürür.

    yani bir ilişkide, müzikte, politikada ya da evrende harmoni arzulayanların esasında asıl istediklerinin sevgiliye, notaya, halka ya da doğaya bir düzen getirme, sabitleme, kıpırdamamalarını sağlama, hapsetme, disipline etme gibi bir yönü olabilir. uyumsuzluğun, ihtilafın, eleştirinin, çatışmanın o kadar da boktan şeyler olmadığını, bunların bir taraftan da harekete geçirici, canlandırıcı, özgürleştirici, hayat verici bir yönünün olduğunu bir yere not edin derim; en azından etimolojik açıdan.

    not: harmos'tan kökenlenen bir diğer kavram olan ve hindu felsefesinde hayatın amacı gibi bir anlama gelen dharma/karma'nın aynı zamanda "kıpırtısız biçimde sabit olan şey" gibi bir anlamının da olması (bkz: #2083428) çok ironik bir yere götürüyor bizi:
    hayatın amacı= sabitleme, durağanlaştırma, öldürme!; en azından etimolojik açıdan.
hesabın var mı? giriş yap