• kant'ın 'reine anschauung' kavramının türkçeleşmişi. hepinizin pek sevdiği aziz yardımlı kritik der reinen vernunft çevirisinde bunu tercih etmiş. sanırım ioanna kucuradi ve yusuf örnek prolegomena çevirilerinde saf görü demişti.

    immanuel kant da diğer birçok felsefeci gibi sezgiyi bilgi nesnesini dolayımsız*** bilme modu olarak görür. ama burada söz konusu olan insansa, bilme tanrısal bir yeti olan entelektüel sezgiden farklı olarak, bilgi nesnesinin verili olmasına bağlıdır. yani, yalnızca sezgiyi dikkate aldığımızda, insanın bilme sürecinde henüz pasif olduğunu görürüz. zihnimizin buradaki işlevi bir potansiyel, bir kapasiteyle* sınırlıdır. işte dışarıdaki bilgi nesnelerinden etkilenmeye olan açıklığımıza kant duyarlılık*** diyor. yani sezebilmek için bilgi nesnesine ve ondan etkilenebilmeye gereksinim duyuyoruz. tanrısal bir sezgi ise bilgi nesnesini kendisi yaratıyor.

    kant’ın “arı”dan anladığı ise, içinde duyuma ait, yani ampirik hiçbir unsur bulundurmayan şey. arı sezgi de, duyum ile gelen içeriğin a priori biçimi. bu biçim de zihne ait. kant duyarlılığın ilkelerini, arı sezgi biçimlerini inceleme işine de bilim demiş, adını da aşkınsal estetik koymuş.

    şimdi gelelim sezginin bu arı biçimlerine. kant’a göre fenomenden anlama yetisinin yakıştırdığı kavramları sonra da duyumun ampirik içeriğini çıkarırsak, geriye yalnızca görüngünün a priori formları kalır. işte bu formlar, arı sezgi formları, mekan ve zamandır*.

    bunlardan mekan dış duyumun, zaman da iç duyumun formudur. basitçe, dışımızdaki bir nesneyi ille de mekanda, içimizdeki bir zihin durumunu da zamanda sıralı olarak duyumsarız. kant’a göre bu formların şeylerin kendilerine ait olduğu iddia edilemez. bunlar zihnin şeylere dayattığı a priori ve en temel formlardır.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap