4 entry daha
  • friedman'ın malumu ilamdan ibaret eseri.

    islamabad'daki bir kitapçıda 950 rupee, yani yaklaşık 12 dolar gibi bir fiyata bulduğum ve hemen üzerine atladığım bir kitaptı. ne var ki bir sene aradan sonra ancak bu hafta okuyabildim. bir cümlelik bir fikri tuğla ebadında koca bir kitap teşkil edecek biçimde köpürttükçe köpürtmüş. mesnevi hakkında "uzun olmuş, ben olsam ete kemiğe bürünürdüm, yunus gibi görünürdüm" diyen yunus emre'yi andım.

    genelde gazetecilerin pek sevdiği bir tarz ile yazılmış. ingilizce'de posit diye tabir edilen cinsten. yani olanı olduğu gibi vermek. ama bu metot bütün bütün objektif değildir. tıpkı makinesinin objektifini kendi iradesine göre dilediği yere çeviren, perspektifini öznel saiklerle tespit eden ve genellikle görmek istediğini gören fotoğrafçılar gibi. madonna'nın frozen adlı şarkısının girişindeki ifade tam tekmil bu sözüme tabidir: you only see what your eyes want to see -- gözlerin neyi görmek isterse ancak onu görürsün. friedman da görmek istediğine bakmış ve gördüğünü anlatmış.

    sana bana değil, amerikan idarecilerine yazmış. treni kaçırıyorsunuz diye bağırıyor. bir yerde onları haddinden fazla bir büyüklük vehminin illüzyonuna kapılmakla itham ediyor ve ellerini çabuk tutmaları konusunda uyarıyor.

    bence tespitleri temel hatlarıyla sorunsuz. ne var ki buram buram sosyal darvinizm kokuyor. yazar bunu tasvip etmiyor tabii ki. ama biraz machiavelli gibi, "işin doğası bu arkadaş, yersen" havası da yok değil. küreselleşmenin birinci versiyonunda nesne devletlerdi, ikinci versiyonunda şirketler oldu. mevcut üçüncü versiyonun muhatabı ise bireylerdir ve teknolojik gelişmelerle düzleşmiş dünyada hayatta kalabilmek istiyorlarsa bireyler bu yeni dünyanın acımasız kurallarına göre oyunu doğru oynamaları gerekiyor, der.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap