7 entry daha
  • çok sevdiğim mia hansen love'ın son filmi. mia hansen love'ın filmlerinde bana her şey o kadar yaşamdan ve o kadar doğal akışında geliyor ki, hiç duygusal olmayan bir anda bile gözyaşlarımı akarken bulabiliyorum.

    film, kocasının ölümünden beş yıl geçtikten sonra evli bir arkadaşıyla ilişki yaşamaya başlayan, bu sırada editörlük/tercümanlık, annelik, nörotif bozukluğu olan bir babaya evlatlık yapan sandra'nın öyküsünü ele alıyor. sandra'nın hayatı açık bir şekilde gözler önüne seriliyor ve bu açıklık diğer mia hansen love filmlerini anımsatıyor. l'avenir'deki isabelle huppert'ın aksine, çok daha genç bir kadının yaşamla olan mücadelesini, kendi olma çabasını, ölümle, yalnızlıkla, aşkla, aileyle başa çıkma uğraşını görüyoruz bu sefer.

    bir kadından, başka kadınların hikayelerini izlemeyi seviyorum. eminim mia hansen love çok daha iyi işler yapacak devamında. ve ben her birini sevgiyle izleyeceğim.

    görsel

    ek olarak, babasının kütüphanesini dağıttıktan sonra, kütüphanesine babasından daha yakın hissettiğini söylemesi çok özel bir andı. okumak için seçtiğimiz kitaplar, bir bakıma kendi kişiliğimizin bir dışa vurumu. öldükten sonra benim kitaplığımı nasıl dağıtacaklar bunu düşündüm. kime hangi kitabım gidecek. kim hangi altını çizdiğim cümleleri okuyacak. şimdiden düşünmek bile ne kırıcı hissettiriyor.
50 entry daha
hesabın var mı? giriş yap