3 entry daha
  • okuduk efendim bunu da okuduk. rebecca hanımefendiyi bir kitabıyla değerlendirme kustahliginda bulunmayacağım. o yüzden direkt kitabı degerlendireyim. bu kitabı nereden okumak esti bilmiyorum. pek okuduğum tarzda kitap değildir ki ben zaten kitap da okumuyorum öyle. nasıl degerlendiriyorum ama kitabı*. tamam tamam başlıyorum. kaybolmak için tanıdık olmayanın belirmeye başlaması gibi bir tanımlama yapmış. kaybetmek ise tanıdık olanın gitmesi gibi. kayıp aslında nereden vurduğuna göre bir kazanım da olabiliyor, boşluk da olabiliyor, kayıp olan şey basitçe uzakta da kalabiliyor veya uzağın icinde de kaybolmuş olabiliyoruz. hayatın icindeeen icinden. aslında kitap çok şey anlatmasa da yazara yol arkadaşlığı yapabildiğimi düşünüyorum ki kitabın bence vaat ettiği şey bu. mesela bir yerde filmler yapılırken ışık kadar karanlığın da kullanıldığını, bunun gerekli olduğunu ve filmin "terra incognitası" olduğunu belirtmiş. karanlıklar çoğu zaman kaybolmakla ilintiliyse de mesela bir eskizde aydınlığın sınırlarıdır veya muzikteki esler de müziğin sınırıdır. yani keşfedilmemiş olan (bilmediğimizi bilmediklerimiz ve bilmedigimizi bildiğimiz bilmediklerimiz), bildiğimizi bildiklerimiz ve bildigimizi bilmediklerimizle* bir ahenk içinde. neyse aman yeniyor mu içiliyor mu boş verin. işim yoktu okudum.
hesabın var mı? giriş yap