sivas

• bu sabah saat 09.00 itibariyle 8 ay sürecek olan vatani görevi yerine getirmek üzere ayak bastığım şehir. kısa zamanda; sevgili sözlük insanı, sivas çocuğu, yahyabeycaddesi girişinde bir de heykeli bulunan cyranonun yönlendirmeleri sayesinde merkezine ulaşıp küçük bir tur atma imkanı buldum. yahyabey önemli bir insan olmalı ki adını caddeye vermişler, yetmemiş bu caddeyi gösteren bir de tabela koymuşlar; fakat cyranokendisini tanımıyor.
  bol ağaçlıklı caddeleri ve ısrarla otobüs biletiniz olup olmadığını soran yaşlı insanları var. önce, yol boyunca yanımda oturan ve hareket halindeki otobüste en az üç vakit namazını kılarak takdirimi kazanan amcada gözledim bu eğilimi. otobüsten iner inmez "biletin var mı evladım" dedi. sandım ki belediye otobüsüne binmek için bana lazım olacak da amca yerini tarif edecek. meğer vergi iadesinde kullanmak için istermiş 33 milyonluk "sivas huzur turizm" tarafından bastırılmış ve üzerinde "sevgi taşımacılığı" yazan biletimi. daha sonra da, şehir meydanında kullanmak istediğim ankesörlü telefon bozuk çıkınca bir amca yanıma yaklaşıp "gel sana başka kulübe göstereyim" diyerek beni peşine kattı. "asker misin", "evet", "işte kulübe şurda" dedikten sonra o meşum soruyu sordu :
  - biletin var mı evladım?
  - vardı ama yahya beye verdim...
  dedim...
  (ha ha şaka ulan, der miyim öyle; yaşlılara saygılı bir insanım ben)
  
  gitmişken seçmenin nabzına da elledim tabi. bir kısım seçmen akp diyor, öbürküsü karar vermek için kemal derviş'i bekleyeceğini söylüyor. 52 yaşındaki demirci ismail amca ise nasırlanmış elleriyle alnındaki teri göstererek "bunu da yaz evladım, eskiden çalışmaktan terlerdi alnımız, şimdi boş oturmaktan. nasıl olucek bu işler" diye haklı bir sitemde bulunuyor. seçmenin %32'si kararsız, %28'i ise otobüs biletim olup olmadığını merak ediyor haliyle...
  
  not: son paragrafı hürriyet gazetesi için yazdım. okumasanız da olurdu hani... burdan soru falan gelmez...