9 entry daha
  • terk edilmiş neo-gotik bir şehirde tek başına yaşayan isimsiz bir kızın hikayesidir. film boyunca, korumayı ve yumurtadan çıkarmayı amaçladığı (son kuşu içerdiğine inanılan) giysilerinin altında bir yumurta taşır.

    art nouveau tarzı bir şehir manzarasında dolambaçlı yollarda ilerler, tuhaf insan gölgeleriyle, döküntü mimariyle ve sembolizmle dolu, loş bir şekilde aydınlatılmış şehrin içinden geçer. diyaloglar azdır fakat güçlü görseller ve gerçeküstü anlatım tam da olması gerektiği gibidir.

    felsefi bir altyapıya sahiptir ki son derece deneysel, düşündürücü bir filmdir. esasında ana tema inançtır. filmdeki kız ve erkek aynı madalyonun iki yüzünün simgesi gibidir. kız körü körüne inancın masumiyetini, erkek ise ateizmin nihilizmini temsil eder. yönetmenimiz mamoru oşii, yumurtayı parçalayarak, sanki hıristiyanlıktan çıkma mürted bir durum yaratır. mealen bu, modernitenin nihilizmi gibidir. yani tanrı ölüdür ilkesini izleyiciye o kadar derinden hissettirir ki nietzsche her an bir yerlerden fırlayacak gibidir. şehrin her yerine yayılan bir ıssızlık, boşluk ve bazen de korku duygusuyla baş başa kalmak ve bunu bu filmde deneyimlemek gerçekten hoştu.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap