9 entry daha
  • ilk insanların bir parçasına tapmayı düşünebildikleri "tanrı" kavramının çağımızdaki en genel tanımıdır diyebiliriz.
    yani ki, ilk insan güneşe, yıldıza, puta taparken kendi bilincine paralel olarak tanrının bir parçasına tapar, maddeler birbirini çeker ve bu tapınma bir parçanın bir başka parçaya meyletmesidir, elbette masumane bir meyletmedir ve bilinçli bir hareket değildir, birçok doğu felsefesinde gözüktüğü üzre bir enerji alışverişidir. zaman ilerledikçe bilinci artan insan parçayı bırakıp kavrayamadığı ve kapsayamadığı bütüne tapmayı dener. çok yakından baktığı için göremediği ve kendi duyacağı ses aralığında seslenmeyen bir çağrıya kulak kabartma eylemidir bu "inanç" dedikleri aslında, nedir! bu fikrin temeli tüm dinlerde vardır, ateşe tapan adamdan kendi eliyle yaptığı maddeye tapana kadar tüm inanışların temelinde bütünden kopan bir parça ve bütüne dönme eğilimi, bu kopuş nedeniyle öz'e duyulan özlem-acı ve geri dönüş'e yönelik duyulan aşk-tutku yüzyıllarca edebiyat ve sanatın da en önemli konularından biri olmuştur..

    (bkz: feridüddin attar)
    (bkz: hallacı mansur)
    (bkz: mevlana)

    ve kısmen;

    (bkz: baruch spinoza)
    (bkz: platon)
37 entry daha
hesabın var mı? giriş yap